Hz Osman (ra) Dönemi



HİCRİ 24.YIL


Halifemize beyat

Mü'minlerin emiri Hz Ömer (r.a.)'in vefatından üç gün sonra mü'minlerin emiri Hz Osman'a bey'at edildi.
Halifelik seçiminde şura meclisi ;
Osman b. Affan (ra)
Ali b. Ebi Talib (ra)
Talha b. Ubeydullah (ra)
Zübeyr b. Avvam (ra)
Sa'd b. Ebi Vakkas (ra)
Abdurrahman b. Avf (ra)
(Toplantı yeri Misver b. Mahreme'nin evi)
Şura güvenliğini Ebu Talha (ra) sağlıyordu.
En sonunda halifelik seçimi Abdurrahman b. Avf (ra) üzerine kaldı.
Zübeyr b. Avvam (ra) Sa'd b. Ebi Vakkas (ra) reyi Hz Ali'den yana idi
3.gün sonunda Abdurrahman b. Avf (ra) ,bir Hz Ali ye bir Hz Osman'a giderek ,Medine sokaklarında dolaşarak,seçkin sahabilere ,bazı valilere başvurarak nihai karara ulaştı. (Abdurrahman b. Avf (ra), üç gün üç gece dua, istişare ve namaz dışında uyku uyumaksızın halk arasında dolaştı.
Hiç kimsenin Hz.Osman'dan başka birini tavsiye ettiğini görmedi.

Bu arada büyük sahabilerden Hz Ammar ile Hz Mikdad, Hz Ali 'yi halife görmeyi çok isteyenlerdendi.

Hz Osman (ra) artık İslam halifesi idi.
Talha b. Ubeydullah (ra) (Medine dışında olduğu için 3 gün beklenmiştir.
Geldiğinde Hz Osman'ın hilafetini onaylamıştır)

Hz Abdurrahman b. Avf (ra)'ın nihai kararında şu dialogda etkili olmuştur

Hz Abdurrahman Hz. Ali'nin elini tutup şöyle dedi:  Allah'ın kitabı, Peygamber (s.a.v.)'inin sünneti ve Ebu Bekir'le Ömer'in tatbikatı üzere bana bey'at ediyor musun ?
Hayır. Ancak bu hususta gücüm ve takatim nisbetinde bey'at edebilirim.
Hz.Ali'nin bu sözü üzerine Abdurrahman, onun elini bıraktı ve:  Ey Osman, Allah'ın kitabı, Peygamber (s.a.v.)'inin sünneti ve Ebu Bekir'le Ömer'in tatbikatı üzere bana bey'at ediyor musun?
Evet.
Hz Ali (ra) Hz Osman'a ilk beyat edenlerden olmuş ve halifeliğinde ona çok yardımcı olmuştur 

İlk icraat

Hz. Osman'ın verdiği ilk hüküm, Ubeydullah b. Ömer hakkında verdiği hükümdür.
Ubeydullah, babasının katili Ebu Lü'lüe'nin oğluna saldırmış ve onu öldürmüştü.

Ayrıca Cüfeyne adlı bir Hristiyanı da kılıçla vurup öldürmüştü.
Anlatıldığına göre bu iki kişi yani Cüfeyne ile Hürmüzan, Hz. Ömer'i öldürmesi içine bu Lü'lüe'yi teşvik eden kimselerdir.
Doğrusunu Allah bilir.
Hz. Ali, Ubeydullah'ın da Öldürülmesini talep etti.
Muhacirlerden biri: "Dün babası öldürülsün, bu gün de Ubeydullah Öldürülsün, öyle mi?" deyince Amr b. As da şöyle dedi: "Ey mü'minlerin emiri! Allah seni bu işin sorumluluğundan kurtarmıştır.
Bu iş, senin halifeliğin zamanında cereyan eden bir iş değildir.
Ubeydullah'a karışma."

Bunun üzerine Hz. Osman, Cüfeyne, Hürmüzan ve Ebu Lü'lüe'nin diyetini beytü'l maldan ödedi.
İlk icraat soğuk rüzgarlar estirmişti.


  Vali tayini

Hz.Osman, Muğire b. Şube'yi Küfe valiliğinden azletti.
Oraya Sa'd b. Ebi Vakkas'ı tayin etti.
(daha sonra yerine Velid b. Ukbe b. Ebi Muayt'ı vali olarak atadı)


Azerbeycan ve Ermeniye Seferi

Velid b. Ukbe, yerlilerinin Hz. Ömer zamanında Müslümanlarla yapmış oldukları barış antlaşmasına riayet etmemeleri üzerine Azarbeycan ve Ermeniye'ye gidip savaşmıştır
Halk, mahvolacaklarını anlayınca Hüzeyfe b. Yeman'ın kendileriyle yapmış olduğu barış antlaşmasına sadık kalmak üzere yeniden antlaşma yaptılar.


Şam'daki Rumlar'a sefer

Rumlar taşkınlık yaptılar.
Şamlılar, onlardan korktular.
Hz. Osman, '' Velid b. Ukbe'ye; cesaretli ve güvenilir bir adam komutasında Şam'daki kardeşlerinize 10.000 kişilik bir takviye kuvvet gönder."emri verdi

Bunun üzerine Velid b. Ukbe Şam'a gidecek takviye birliğin başına Selman b. Rebia'yı komutan olarak tayin etti.
Onları Şam'a, yani Habib b. Mesleme el-Fihrî komutasındaki İslâm ordusuna takviye olarak gönderdi.
Ve Allah'ın izniyle düşman mağlup edildi.


  Rey fethi

Bu senede Ebu Musa el-Eş'arî, halkının Hüzeyfe b. Yeman'la yapmış oldukları antlaşmayı ihlal etmelerinden sonra Rey şehrini fethetmiştir.


Yine bu senede Süraka b. Malik b. Cüşüm el-Müdlicî vefat etmiştir 

 HİCRİ 25.YIL

İskenderiye seferi

İskenderiyeliler, barış antlaşmasını bozdular.
Çünkü Bi­zans hükümdarı Muavvil ,deniz yoluyla is­kenderiyelilere yardım göndermişti.
Onlar da bu yardıma aldanarak barış antlaşmasını bozmuşlardı.
Bunun üzerine Amr b. As, rebiyülevvel ayında oraya sefer yapıp savaştı.
Çevreyi, fethetti. İs­kenderiye şehrini ise barış yoluyla ele geçirdi.


Bu senede Hz. Osman,insanlara hacc ettirdi.


Tayin

Hz.Osman, bu senede Sa'd' b Ebi Vakkası, Küfe valiliğinden alıp yerine Velid b.Ukbe'yi atadı. 


 Sefer Görevi

Amr b. As, Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i Mağrib ülkelerini fethetmek üzere gazaya gönderdi.

Sa'd b. Ebi Şerh, Amr b. As'tan Afrika'ya gidip savaşma iznini istedi. O da kendisine bu izni verdi.


Tayin

Hz. Osman, Amr b. As'ı Mısır valiliğinden alıp yerine Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i atadı.



    Muaviye, bazı kaleleri feth etti.



  Muaviye'nin oğlu Yezid dünyaya geldi. 

HİCRİ 26.YIL



 Hz. Osman, Harem'in (Beytullah) sütunlarının yenilenmesini emretti.

Mescid-i Haram genişletildi


 Hz. Osman, insanlara hacc ettirdi.



Sabur'un Fethi

Osman b. Ebi'l-As, sulh yoluyla Sabur şehrini fethetti. Sulh ant­laşmasının gereği olarak Sahurlardan 3.300.000 bin dirhem para aldı.  

HİCRİ 27.YIL

Afrika Gazvesi

Hz. Osman, Afrika beldelerine gidip gaza yapması için Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i görevlendirdi.
Abdullah b. Sa'd, 10.000 kişilik bir orduyla Afrika üzerine gitti.
Oranın dağlarını ve ovalarını fethetti. Sonra Afrikalılar, itaat edip Müslüman olacaklarını karara bağladılar.

İslâmiyet'i güzelce yaşadılar.

Afrika komutanı, 2.020.000 dinar vermek şartıyla barış antlaşması yaptı.



Endülüs Gazvesi

Afrika fethedildikten sonra Hz. Osman, Abdullah b. Nafî b. Abdi Kays el-Fihrî ile Abdullah b.Nafi b. Husayn el-Fihri'ye haber göndere­rek derhal Endülüs'e gitmelerini emretti.

Bunlar da deniz yoluyla En­dülüs'e gittiler.
Hz. Osman, Endülüs'e giden mücahitlere şu mektubu gönderdi: "Kostantiniye ancak deniz yoluyla fethedilebilir. Siz Endülüs'ü fet­hettiğiniz takdirde Kostantiniyeyi fethedenlere zamanın sonuna kadar sevapta ortak olacaksınız. Vesselam." Mücahitler Endülüs'e gidip orayı fethettiler.  



Kuzey Afrika Fethi

Hz. Osman, Afrika beldelerine gidip gaza yapması için Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i görevlendirmişti.

Bunun üzerine Abdullah, 40.000 kişilik bir orduyla Trablusgarp' üzerine gitti

Oranın idaresi Bizans kumandanı George'da idi

120.000 kişilik ordu ile Subaytala'ya geldi. İki ordu şiddetli çarpıştı.

Bu arada Hz Osman,Abdullah b. Abbas (ra),Abdullah b .Zübeyr (ra),Abdullah b. Amr'ın içinde bulunduğu bir orduyuda yardımcı kuvvet göndererek ile orduya moral verdi.

Yardım kuvvetindeki ,Abdullah b. Zübeyr'in (ra) dahiyane fikirleri ile ordu zafere ulaştı.Trablusgarp fethedildi

 HİCRİ 28.YIL

Kıbrıs'ın Fethi

Kıbrıs, Şam bölgesinin batısında denizdeki bir adadır.
Muaviye b. Ebi Süfyan tarafından fethedilmiştir.
Muaviye, büyük bir İslâm ordusuyla Kıbrıs'a gitti.
Beraberinde Ubade b. Samit ve zevcesi Ümmü Haram binti Melhan vardı.
Ümmü Haram binti Melhan, Kıbrıs savaşına katılmış ve orada vefat etmişti.
Muaviye, Kıbrıs'a gitmek üzere büyük bir orduyla harekete geçti.
Bunu da Hz. Osman, kendisinin talebi üzerine ona emretmişti.
Muaviye, Hz. Osman'dan önce bunu Hz. Ömer'den de taleb etmiş, fakat o, Müslümanların deniz yolu ile gitmeleri durumunda baştan sona kırılacaklarını ve boğulacaklarını düşünerek onun bu talebini uygun bulmamıştı.
Hz. Osman, Muaviye'nin ısrarlı talebi neticesinde Kıbrıs'a gitmesine izin vermiş, o da deniz yoluyla Kıbrıs'a gitmişti.
Ordu Akka limanından tekbirlerle hareket etti.
Abdullah b Kays orduya kumandan tayin edilmişti
Orduda Ebu Zer (ra) Ebu Derda (ra) gibi meşhur sahabilerde vardı

Öte yandan başka bir yolla Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh de Kıbrıs'a gitmiş, iki askeri birlik orada birleşmişler ve çok sayıda düşman öldürülmüş ve esir alınmıştı.
Bundan sonra Muaviye, yıllık 7000 dinar vermeleri şartıyla Kıbrıslılarla barış antlaşması yaptı
İslâm ordusu, Kıbrıs'tan çıkmak istediği zaman Ümmü Haram'a binmesi için bir katır takdim edildi.
Katıra binerken düştü.
Boynu kırıldıktan sonra vefat etti ve oraya defnedildi.
Kabri oradadır.
(Hala sultan diye meşhurdur)
Kıbrıs seferi, Müslümanların ilk deniz seferidir.


 Habib b. Mesleme , Bizans diyarından olan Suriye'ye gidip savaştı.


Hz.Osman da Hristiyan bir kadın olan Naile binti Ferafise el-Kelbiye ile evlendi. Hz. Osman, kendisiyle gerdeğe girmeden önce Naile Müslüman oldu.


 Hz Osman halka hacc ettirdi. 

 Rodos'un Fethi

Kıbrıs'ın fethinden sonra Hz Osman , Muaviye'ye (ra)  Rodos adasının fethi için izin verdi.
Ve yapılan savaşta Müslümanlar zafere ulaştı
Fetih gerçekleşti.
Allah'ın (cc) izniyle  

HİCRİ 29.YIL


Hz. Osman, bu senede Ebu Musa el-Eş'ari'yi altı sene, görev yaptıktan sonra Basra valiliğinden alıp yerine Abdullah b. Amir 'i vali ola­rak atadı.
Abdullah b. Amir, Hz. Osman'ın dayısı oğluydu.
25 ya­şındaki Abdullah b. Amir'in komutasına Ebu Musa ile Osman b. Ebu'l-As'ın ordularını verdi.
Abdullah b. Amir, Basra'da altı yıl valilik yaptı.
Bu senede Abdulllah b. Amir, Fars illerini fethetti.


 Hz. Osman, Peygamber camiini genişletti.


 Bu senede Hz. Osman insanlara hacc ettirdi.

Hz Osman için Mina'da bir çadır kuruldu.
Bu, Hz. Osman'ın Mina'da kurduğu ilk çadır oldu.
Hz.Osman, bu senede namazı dört rekat olarak kıldı.
Birçok sahabe onun bu hareketini protesto etti.
Hz. Osman, ona şöyle dedi:  Ben, Mekke'den evliyim (onun için namazı dört rekat olarak kıl­dım)
''Sen de halifeliğinin ilk zamanlarında burada namazı iki rekat olarak kılıyordun'' diye itiraz ettiler

Hz. Osman, sustu ve:  Bu, benim görüşümdür, dedi. 

 HİCRİ 30.YIL

Taberistan'ın Fethi 

Said b. As, Taberistan'ı fethetti.
Taberistan halkı, daha önce Süveyd b. Mukrin'le barış antlaşması yapmış ve İsbehbezha'nın verdiği mal karşılığında artık oraya saldırılmamasını istemiş­lerdi. (İran'dadır)
Said b. As, aralarında Hz Hasan ve Hz Hüse­yin ile dört Abdullah, Hüzeyfe b. Yeman ve çok sayıda sahabenin bulunduğu bir ordu ile Taberistan üzerine gitmiş, birçok beldelere uğramış, bol miktarda mal elde etme karşılığında bu beldelerin halkı ile barış antlaşması yapmıştır

Curcan'a bağlı bir beldeye varmış, ora halkı ile savaşmışlar,sonra kale halkı Said'den aman dilemiş, o da onlardan bir tek kişiyi dahi öldürmemek üzere onlara eman vermişti
Daha sonra Cürcanlılar, Said b. As'ın kendileriyle yapmış olduğu barış antlaşmasını ihlal ettiler 

 Hz. Osman, Velid b. Ukbe'yi Küfe
vali­liğinden alıp yerine Said b. As'ı atadı.


Hz. Osman'ın parmağında bulunan peygamber yüzüğü Eriş kuyusuna düştü çokça aranmasına rağmen o yü­zük bulunamamıştır. 


Şam'da Muaviye (ra) ile Ebu Zerr (ra) arasında an­laşmazlık baş gösterdi.
Ebu Zerr, Muaviye'nin bazı uygulamalarına karşı çıktı.
Mal biriktiren zenginleri protesto ediyordu.

Ebu Zerr, Medine'ye gidince Hz. Osman, bazı hareketlerinden ötürü onu kınadı.
Ebu Zerr, Şam'a dönmek istediğini söyleyince Hz. Osman buna izin ver­medi.
Medine'nin doğusunda Rabaza'da ikamet etmesini emretti.
Vefat edinceye kadar Rabaza'da kaldı.


Ubade b Samit'de (ra) çarşı pazar dolaşıp İslam'a aykırı davranışlardan rahatsız oluyor.
Bunu dillendiriyordu.
Yönetimi eleştiriyordu


Hz. Osman, Zevra mıntıkasında cuma günleri üçüncü ezanın okunmasını emretti. 

Hatîb B. Beltaa (ra) vefat etti

Bedir gazvesine ve müteakip gazvelere katılmıştır.
Rasûlullah (s.a.v.)'m Mekke fethine karar verdiğini müşriklere bir mektupla bildiren kişidir.
Ancak Rasûlullah (s.a.v.), onun ileri sürdüğü mazereti kabul etmiş, sonra bir mektupla İskenderiye Meliki Mukavkis'e elçi olarak göndermiştir

HZ. OSMAN (R.A.) DÖNEMİNDE KUR ÂN-I KERÎM İN İSTİNSAHI, ÇOĞALTILIP NEŞREDİLMESİ

Hz. Osman Zinnûreyn döneminde (24-35/644-656) İslâmî fetihler genişliyor; zenginlik, maddî refah artıyor, Müslümanlar farklı şehirlere, bölgelere dünyanın değişik ülkelerine dağılıyorlardı.
Şüphesiz bu yeni ortam ve şartlarda Kurân öğretimine ihtiyaç duyulmaktaydı.
Bu değişen yeni coğrafyadaki farklı İslâm beldelerinde yaşayan Müslümanlar, bölgelerinde meşhur olan sahabînin kıraatiyle Kur ân ı öğrenip okuyorlardı.
Meselâ, Suriyeliler Übeyy İbn Kâb ın kıraatiyle Kur ân okuyorlar, Kûfeliler Abdullah İbn Mesûd un, Basralılar Ebû Musa el-Eşârî nin, bir başka bölge de Mikdat İbn Amr (Esved) in kıraatiyle okumaktaydı.
Bu durum, farklı şehirlerde ve bölgelerde yaşayan Müslümanlar arasındaki Kur ân okunuşunda ihtilâfa ve münakaşalara sebep oluyordu
Çünkü yeni İslâm beldelerinde Müslüman olanlar, farklı lehçeleri konuşanlara kolaylık olması maksadıyla Allah tarafından izin verilen yedi harf (lehçe) üzerine okuma gerçeğini bilmeden önce sahabiler arasındaki bu okuyuş (kıraat) farklılıkları konusunda şüpheye düşüyorlardı.
İşte, nübüvvetin ilk yıllarında, gerek Kurân ın, farklı Arap kabilelerine mensup müminler tarafından, onlar Kureyş lehçesine alışıncaya kadarki geçiş döneminde yedi harf (lehçe) üzerine okunmasından kayaklanan, gerekse genişleyen yeni İslâm coğrafyasındaki Arap olmayan milletlere mensup Müslümanların Kur ân ı doğru okuyuş zorluğundan ileri gelen ihtilâflar, Hz. Osman ın hilâfetinin bidayetinde iyice su yüzüne çıkmıştı.
O kadar ki, Kur ân öğreticisinin biri bir zâtın, diğeri de başka bir zâtın kıraatini tâlim ediyordu.
Kur ân okumayı öğrenmekte olan çocuklar biraraya gelince ihtilâfa düşüyor, bu durum hocalarına intikal ediyor ve hocalar birbirlerini suçluyorlardı.
Nihayet, Azerbaycan ve Ermenistan savaşına katılan Iraklı ve Suriyeli askerler arasında başgösteren ihtilâflar, âdeta bu konuda bardağı taşıran son damla olmuş ve Asr-ı Saadet de yazılıp, ezberlendiği tevkîfî tertibe göre Hz. Ebû Bekir (r.a.) döneminde derlenip iki kapak arasında bir kitap hâline getirilen İmam mushafının çoğaltılarak, okuyuş farklılıklarına son verecek şekilde, belli başlı İslâm beldelerine dağıtılması zamanı çoktan gelmişti.
Huzeyfe İbn Yemân, Suriyeli ve Iraklı askerler arasındaki kıraat ihtilâfını görünce dehşete kapıldı
Savaş dönüşü evine uğramadan önce Halife Hz.Osman ın (r.a.) yanına geldi ve: Ey Emîre l-Mü minîn! Kitapları hakkında, Yahudi ve Hıristiyanların ihtilâfına benzer ihtilâfa düşmeden, bu ümmetin imdadına yetiş! dedi.
Bunun üzerine Hz. Osman (r.a.) hemen Hz. Hafsa ya (a.anha), Sendeki suhufu bize gönder, ondan mushaflar çoğaltıp, sana tekrar iade ederiz diye haber yolladı.
Hz. Hafsa da yanındaki mushafı Hz. Osman a gönderdi.
İstinsah ve çoğaltma işi için Zeyd İbn Sâbit (r.a.) başkanlığında Abdullah İbn Zübeyr, Said İbn el-Âs ve Abdurrahman İbn Hâris İbn Hişam ı görevlendirip, kendilerine, Şayet siz, Kur'ân'la ilgili bir konuda Zeyd İbn Sâbit le görüş ayrılığına düşerseniz, onu mutlaka Kureyş lisanına (lehçesine) göre yazınız.
Çünkü Kur ân, Kureyş lehçesine göre nazil olmuştur tâlimatını verdi.
Hz. Osman ın görevlendirdiği heyet, onun emir ve tâlimatları doğrultusunda Kur ân nüshalarını çoğalttılar.
Hz. Osman (r.a.), İmam mushaf ını Hafsa validemize geri iade etti.
Çoğaltılan nüshaları değişik İslâm beldelerine gönderdi.
Bunların dışında yazılmış Kur ân sahifelerinin ve özel mushafların da yakılmasını emretmişti

İbni Sebe Fitnesi de bu dönemde başımıza dert olmuştur

Zekat memuru tatbikatı kalkmış bugunkü duruma dönmüştür.
Müslümanlar bulundukları yerde olan fakirlere zekatlarını vermeye başlamışlardır.

HİCRİ 31.YIL


 Sevari Gazası

Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh, Afrika ve Endülüs'te Frank ve Berberileri vurunca Bizanslılar, Herakliyus'un oğlu Kostantin'in çevresinde toplandılar.
Daha önce islâm tarihinde benzeri görülmemiş büyük bir ordu teşkil edip Müslümanların üzerine yürüdüler.
Sabah olunca Abdullah b. Sa'd, arkadaşlarını gemilerde saf düzenlerine soktu.
"Daha önce benzeri görülmemiş çok sayıda gemilerle üzerimize geldiler.
Yelken direklerini diktiler.
Rüzgar onların lehine, bizim aleyhi­mize esiyordu.
Gemilerimizi demirledik, sonra rüzgar dindi.
Onlara şöyle dedik: İsterseniz biz de siz de karaya çıkalım.
Hangimiz Önce çıkarsa o ölür.
Onlar bizim bu teklifimiz üzerine hep birlikte:Hayır, suda savaşalım, suda savaşalım, dediler.
Onlara yaklaştık.
Gemilerimizi onların gemilerine bağladık, sonra kılıçlarla üzerlerine saldırdık.
Müslümanlar, o gün daha önce benzeri asla görülmemiş bir sabır ve dayanıklık gösterdiler.
Müslümanlardan çok sayıda şehit oldu. Bizanslılardansa daha fazlası öldü.
Sonra Cenâb-ı Allah, zaferini Müslümanlara ihsan etti.
Kostanin ve askerleri kaçtılar.    

Habib b. Mesleme tarafından
Ermeniye fethedildi

Fars Hükümdarı Kîsra Yezdücürd'ün Öldürülmesi

Yezdücürd, az bir toplulukla birlikte Kirman'dan kaçıp Merv şehrine gitti.
Mervli'lerden mal istedi.
Ona vermediler.
Ve kendilerine zarar vermesinden korktular.
Ona karşı kendilerine yardım etmeleri için Türklere haber gönderip imdat dilediler.
Türkler gelip Yezdücürd'ün arkadaşlarını öldürdüler.
Kendisi de kaçıp deniz kıyısında değirmen taşı yapan bir adamın evine sığındı.
Vakit geceydi.
Uyuduktan sonra adam onu Öldürdü.
Türkler, Yezdücürd'ü aramaya çıkmışlardı.
Gelip cesedini değirmen taşı yapan adamın evinde buldular.
Türkler de ev sahibini ve aile efradını öldürüp Kisrayı da bir tabuta koyup Istahr şehrine götürdüler.

O, dünyadaki Fars hükümdarlarının sonuncusuydu.
Peygamber (s.a.v.)'in mektubu kendisine geldiğinde Kisra Yezdücürd, onu parçalamıştı.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.), onun da paramparça olması için beddua etmiş ve bu bedduası tamamen gerçekleşmişti.

İbn Amir, birçok fetihler yaptı.
Daha Önce sulh yapan beldelerin halkları, sulh maddelerini ihlal etiklerinden İbn Amir oraları yeniden fethetmişti.
Barış yoluyla ele geçirdiği şehir­lerden biri de Merv şehriydi.



 Hz. Osman, insanlara haccettirmiştir. 

 HİCRİ 32.YIL

Muaviye, Bizans ülkesine gidip gaza yaptı.
İstanbul boğazına kadar vardı.
Said b. As, Selman b. Rebia'yı bir orduya komutan olarak atadı ve Bab'a gidip savaşmasını emretti.


Belencer seferi

Selman, Belencer'e varıp orayı kuşattı.
Şehire karşı büyük küçük mancınıklar kurup şehri taşladı.
Belencerliler, Selman b. Rebia ordusuna karşı çıktılar.
Türkler de onlara yardımcı oldular.
İki taraf arasında şiddetli bir çarpışma cereyan etti.
Türkler, Müslümanların ölümsüz olduklarını sanıyorlardı.
Ancak bu savaştan sonra Müslümanlara karşı cüretkar oldular.
Bu savaşta iki taraf karşı karşıya gelince Belencerlilerle birleşen Türkler, Müslümanlarla savaştılar.
O gün Abdurrahman b. Rebia öldürüldü.
Kendisine Zünnun adı takılmıştı. Müslümanlar, hezimete uğrayıp iki gruba ayrıldılar.
Bir grup Hazar tarafına gitti.
Diğer grupsa Cilan ve Cürcan tarafına gitti.
Bu grupta Ebu Hüreyre ile Selman-ı Farisî de vardı.
Türkler, bu savaşta öldürülen Abdurrahman b. Rebia'nın cesedini alıp kendi beldelerinden birine defnettiler.
Bu zat, Müslümanların önde gelen şahsiyetlerinden olup bahadır bir kimse idi.
Türkler, onun mezarına gidip onun yüzü suyu hürmetine Allah'tan yağmur dilerlerdi.
Abdurrahman b. Rebia şehid düşünce Said b. As, bu grubun başına Selman b. Rebia'yı komutan olarak atadı.
Hz. Osman, kendilerine takviye olarak Habib b. Mesleme'yi Şamlı bir gurubla birlikte gönderdi.
Habib ile Selman, komutanlık hususunda ihtilafa düştüler.
Bu ihtilaf, Kûfelilerle Şamlılar arasında vuku bulan ilk ihtilaf oldu.


 Merviruz ve Belh'in fethi

İbn Amir, Merviruz, Talkan Feryab, Cüzcan ve Taharistan'ı fethetti.
Merviruz şehrini fethetmek üzere Ahnef b. Kays'ı gönderdi.
Ahnef, bu şehri kuşattı.
Halk ona karşı çıktı. Savaştılar.
Nihayet Ahnef, onları kırıp geçirdi ve kalelerine sığınmak mecburiyetinde bıraktı.
Sonra bol miktarda mal vermeleri ve arazileri için de haraç ödemeleri şartıyla onlarla barış antlaşması yaptı.
Sonra Ahnef b. Kays, Merviruz'dan kalkıp Belh şehrine gitti.
Orayı kuşattı.
Halkın 400.000 dirhem vermeleri şartıyla barış antlaşması yaptı.

Karin, 40.000 kişilik ordusuyla geldi. Abdullah b. Hazm, 4000 kişiyle onu karşıladı.
Abdullah b, Hazm da beraberindeki Müslümanlarla birlikte saldırıya geçti. Müşrikler kaçmaya başladılar.
Çok miktarda ganimet ele geçirdiler.
İbn Amir, onlardan memnun ve hoşnud oldu.

32. Senede vefat eden Meşhur sahabe efendilerimiz

Abbas B. Abdülmuttalîb (ra)
Abdullah B. Mesud (ra)
Abdurrahman B. Avf (ra)
Ebu Zerr El-Gîfarî (ra)

 HİCRİ 33.YIL

 Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh' ahalisinin barış antlaşmasını ihlal etmeleri üzerine Afrika'yı ikinci kez fethetti.


Bu senede mü'minlerin emiri Hz. Osman, Kûfeli birkaç kurrayı Şam'a gönderdi.

 HİCRİ 34.YIL

Hz. Osman'a çoğu Kûfeli olan ve Abdurrahman b. Halid'in valilik yaptığı Humus'ta bulunup Kûfe'den sürgün edilmiş olan asiler, bu senede birbirleriyle yazışıp haberleştiler.
Küfe emiri Said b. As'a karşı ayaklandılar.
Ona saldırıda bu­lundular.
Onu ve Hz. Osman'ı eleştirdiler.
Hz. Osman'a haber göndere­rek yaptığı işlerden sahabeleri azledip yerlerine yakınları olan Emevileri yönetime ataması hususunda güvendiği bir kimseyi kendilerine gönderip tartışmasını istediler.


Hz. Osman'a ayaklan­malarının
sebebi şu idi:

Abdullah b. Sebe' adında Yahudi bir adam var­dı.
Müslüman olduğunu açıkladı.
Mısır'a gitti.
Bir grup Müslümana gi­dip onlarla görüştü.
Onlara çeşitli telkinlerde bulundu.
Kendi kafasın­dan uydurduğu bazı sözler söyledi.
Söyledikleri sözlerden biri, adamın birine yönelttiği şu soruydu: - Meryem oğlu İsa'nın şu dünyaya geri döneceği sabit değil midir? - Evet. - Rasülullah (s.a.v.), Meryem oğlu İsa'dan daha üstündür.
Şu hal­de Rasûlullah (s.a.v.)'ın dünyaya geri gelmesini niye inkar ediyorsun?
Rasûlullah, Ebu Talib oğlu Ali'yi kendine vasi tayin etmiştir.
Rasûlullah (s.a.v.) peygamberlerin sonuncusudur.
Ali de vasilerin so­nuncusudur.
Şu halde Ali, Osman'dan daha faziletli olup halifeliğe daha layıktır.
Osman, hakkı olmadığı halde halifeliği zorla ele geçirmiştir.
Onu dinleyenler protesto ettiler.

Ama Mısırlıların bir çoğu da buna aldandı.
Fitneye düştüler.
Küfe ve Basra halkına mektuplar yazarak fitne çıkarmada iş birliği yaptılar.
Hz. Osman'a karşı ayaklanmada el birliği yapmaya söz verdiler.

 HİCRİ 35.YIL

 Hz. Osman'ın halifeliğinin ve
mübarek ömrünün son yılı

Hz. Osman, Amr b. As'ı Mısır valiliğinden azl ettiği zaman oraya vali olarak Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i atadı.
Zira Hariciler, Mısır'da Amr b. As'ın sıkı kontrolü altında olup hareket edebilecek durumda değillerdi
Onun valiliği zamanında halife ve emir hakkında kötü sözler söyleyemiyorlardı.
Nihayet onu Mısır'dan alması için Hz. Osman'a şikayet ettiler.
Yerine ondan daha yumuşak huylu birini vali olarak atanmasını taleb ettiler.
Sürekli şikayetler üzerine Hz. Osman da Amr b. As'ı savaş komutanlığından azledip namaz imamlığı görevinde bıraktı.
Savaş komutanlığına ve haraç emirliğine Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i atadı.
Sonra Hariciler, Amr b. As'la Abdullah b. Sa'd arasında fesatlık yaptılar.
Onları birbirlerine düşürdüler.
Nihayet Hz. Osman da emir gönderip Mısır'ın bütün görevlerini Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'in uhdesine verdi.
Amr b. As'a da haber göndererek: "Senden hoşlanmayan kimselerin yanında durmanda senin için bir yarar yoktur.
Yanıma gel." dedi.
Bunun üzerine Amr b. As da Hz. Osman'a darılarak ona karşı öfkeye kapılarak Medine'ye döndü, içindekileri ona döktü.
Büyük sahabeler grubunu görevlerden azlettiği, onların yerine daha aşağı derecedeki kimseleri ya da kendi nazarlarında yöneticiliğe layık olmayan şahısları valiliklere ve idareciliklere atadığı için Hz Osman'a karşı düşmanca duygular besliyorlardı.
Amr b. As'tan sonra vali olarak atanan Abdullah b. Sa'd, b. Ebi Serh'i de Mısırlılar beğenmediler.
Ancak Abdullah b. Sa'd Mağriblilerle savaştığı, Berber, Endülüs ve Afrika'yı feth ettiği ve bu işlerle uğraştığı için onlara aldırış etmedi.
Ayrıca Mısır'da insanları Abdullah b. Sa'd'a karşı ayaklanmaya ye onunla savaşmaya teşvik eden bazı sahabe çocuklarından oluşan bir topluluk oluştu.
Bunların elebaşıları Muhammed b. Ebi Bekir ile Muhammed b. Ebi Hüzeyfe idi.
Bunlar, 600 kadar süvariyi harekete geçirip receb ayında umreci sıfatıyla Medine'ye gönderdiler ki, orada Hz. Osman'ı protesto etsinler.
Bu, 600 kişilik grup Amr b. Büdeyl b. Verka el-Huzaî, komutasında yola çıktılar.
Ebu Hüzeyfe'nin oğlu Muhammed ise, Mısır da kalıp insanları Hz. Osman'a karşı kışkırtmaya ve kendi grubunu savunmaya devam etti.
Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh, Hz. Osman'a mektup göndererek, 600 kişilik grubun umreci sıfatıyla Medine'ye doru yola çıktıklarını bildirdi.
Bunlar Medine'ye yaklaştıklarında Hz. Osman, karşılarına çıkıp kendilerini Medine'ye girmeden önce Mısır'a geri göndermesi için Hz. Ali'ye görev verdi.
Hz. Osman, Ammar b. Yasir'i de yanına almasını Hz. Ali'ye tavsiye etti.
Hz. Ali gidip Ammar'ı çağırdığında Ammar, onunla bu göreve gitmeye yanaşmadı.
Hz. Ali, Cühfe'de bulunan asilerin yanına gitti.
Asiler, ona saygı gösteriyorlar ve aşırı derecede hürmet ediyorlardı.
Hz. Ali, onları bu hareketlerinden vazgeçirmeye çalışarak kınadı ve ağır sözler söyledi.
Anlatıldığına göre insanlar, Hz Ali 'ye, Hz. Osman'ın bazı arazileri koruluk haline getirdiğini, mushafları yaktığını, seferde iki rekat kılınması gereken namazı dörde çıkardığını, büyük sahabeleri bırakıp genç adamları valiliklere atadığını, diğer insanlara nisbetle Ümeyye oğullarına daha çok ihsanda bulunduğunu ileri sürdü.
Hz. Ali, onların bu itirazlarına şu cevabı verdi: "Bazı arazileri koruluk haline getirdiğini söylüyorsunuz.
O, semizlensinler diye zekat develeri için o arazileri koruluk haline getirdi.
Yoksa kendi develeri ve koyunları için o arazileri koruluk haline getirmiş değildir.
Kaldı ki, ondan önce Ömer de bazı arazileri koruluk haline getirmiştir.
Mushafları yaktığını söylüyorsunuz.
O, içinde ihtilaf görülen mushafları yakmıştır.
Üzerinde ittifak edilen mushafları ise yerinde bırakmıştır.
Nitekim mushafların son sunuluşunda bu sabittir.
Namazı Mekke'de iki rekat değil de dört rekat olarak kılmasına gelince; o Mekke'de evlendi, orada ikamete niyet etti.
Bu sebeple namazı tam kıldı.
Onun, genç adamları valiliklere getirdiğini söylüyorsunuz.
O, sadece adaletli ve düzgün davranışlı bir adamı valiliğe atamıştır.
Kaldı ki Rasûlullah (s.a.v.) da yirmi yaşındaki Attab b. Üseyd'i Mekke'ye vali olarak atamıştı.
İnsanlar, Üsame b. Zeyd b. Haris'enin komutanlığını eleştirdiklerinde Rasûlullah (s.a.v.), onun komutanlığa layık olduğunu söylemişti.
Hz. Osman'ın kendi kavmi olan Ümeyye oğullarını tercih etmesine gelince; Rasûlullah (s.a.v.) da Kureyşlileri, diğer insanlara tercih ederdi.
Hz. Ali de, Hz. Osman'ın yanına varıp asilerin memleketlerine döndüklerini, kendisinin nasihatlerına kulak verdiklerini söylemiş ve Hz. Osman'a bazı yakınlarını kayırdığından ötürü mazeretini beyan edici bir hutbeyi irad etmesini ve halktan özür dilemesini, kendisinin artık böyle yapmayacağına, yaptıklarından da tevbe ettiğine cemaatı şahit tutmasını tavsiye etmişti.
Ebu Bekir'le Ömer'in yolundan gideceğini, onların çizdikleri yolun dışına çıkmayacağını, halka açıkça taahhüt etmesini teklif etti.
Hz. Osman, onun bu öğüdüne kulak verdi. îtaat etti.
Hutbe esnasında ellerini kaldıran Hz. Osman şöyle dedi: "Allah'ım, senden mağfiret diliyorum.
Tevbe ediyorum.
Allah'ım, ben, benden sadır olan hatalarımdan ötürü tevbe eden ilk kişiyim.
" Böyle söyleyince gözlerinden yaşlar boşandı.
Oradaki Müslümanların tümü de ağladılar.
İmamlarına karşı halkta şiddetli bir merhamet meydana geldi.
Hz. Osman da artık bu yolda yürüyeceğine, önceki halifelerin yolundan ayrılamayacağına halkı şahit tuttu.
Yanına gelmek isteyen herkese kapısının açık olacağını, kimsenin geri çevrilmeyeceğim taahhüt etti, inip namazı kıldırdı. Sonra evine gitti.
Mü'minlerin emirinin yanına herhangi bir ihtiyaç veya birşey sormak için gitmek isteyen herkes artık belli bir süreye kadar geri çevrilmedi.
Said b. Zeyd de kalkıp şöyle dedi: Ey mü'minlerin emiri!
Bu söylediklerini yapmadığın takdirde Allah'ın azabından kork ve söylediklerini yerine getir
Bu sözler üzerine Mervan kapıya çıkmış ve onların Hz. Osman'ın kapısında, kalabalığın üst üste bindiği bir sırada onlara hitaben şöyle demişti: - Ne oluyor size! Bir talan yapmak üzere gelen adamlar gibi toplanmış duruyorsunuz.
Hey yüzleri çirkin insanlar!
Ne istiyorsunuz?
Siz bizim hükümdarlığımızı elimizden almak niyetiyle mi geldiniz?
Çıkıp gidin buradan.
Allah'a yemin ederim ki, bize saldırıp kastedecek olursanız, bizden hoşlanmayacağınız şeyler göreceksiniz.
Başınıza geleceklerden de memnun olmayacaksınız.
Çekin evlerinize gidin.
Vallahi biz şu anda elimizde bulundurduğumuz yönetim işini kimseye kaptırmaz ve bunda mağlub olmayız.
Orada biriken halk geri dönmüş ve Hz. Ali'ye gelerek durumu haber vermişlerdi.
Hz. Ali de bu kızgınlık içersinde kalkıp Hz. Osman'ın yanına gider ve ona şöyle der: Vallahi Mervan,ne din konusunda ne de kendi nefsiyle ilgili olarak hiçbir görüş beyan edecek adam değildir.
Vallahi ben, Mervan'ın seni bir bu tarafa, bir o tarafa yöneltip durduğunu görüyorum.
İtibarını yitirdin, yönetimi elinden çıkardın.
Kendi görüşüne sahip çıkamadın, mağlub oldun."

Mısır'daki Asi Grupların İkinci Kez Hz. Osman'a Gelmeleri

Medine dışındaki diğer şehirlerin halkına Mervan'ın durumu ve Hz. Ali'nin bu yüzden Hz. Osman'a kızdığı haberi ulaşınca onlar eski vaziyetin değişmediğini anladılar.
Bunun üzerine Mısır, Küfe ve Basralılar, kendi aralarında yazıştılar.
Medine'deki sahabelerin, Ali, Talha ve Zübeyr'in ifadeleriymiş gibi mektuplar yazdılar, insanları, Hz. Osman'a karşı savaşmaya ve İslâm'a yardıma davet ettiler.

O gün için bunun en büyük cihad olduğunu söylediler.
Mısırlılar, dört grup teşkil ederek dört komutanın emri altında en azından 600 en fazla da 1000 kişi olarak yola çıktılar.
Bütün bu grupların başında da Abdurrahman b. Adis el-Belevî, Kinane b. Beşir el-Leysî, Sudan b. Himran es-Sekunî ve Katire es-Sekunî vardı.
Bu komutanların başkanı da Gafiki b. Harb el-Hakkî idi.
Bunlar, haccetmek için Medine'ye gideceklerini halka duyurdular.
Beraberlerinde İbn Sevda da vardı.
Bu aslen zimmi olup Müslüman olduğunu söylüyordu.
Kali ve fiili bid'atlar icad etmişti.
Kûfeliler de dört grup teşkil ederek Zeyd b. Savhan, Ester en-Nehaî, Ziyad b. Nadr el-Harisî ve Abdullah b. Asam komutasında yola çıktılar.
Bu komutanların başkanı da Amr b. Asam'di.
Basralılar da bir grup teşkil ederek Hakim b. Cebele el-Abdî, Bişr b. Şureyh b. Dubey'a el-Kaysî, Zureyh b. Abbad el-Abdî komutasında dört bayrak altında yola çıktılar.
Bu grupların baş komutanı da Harkus b. Züheyr es-Sadî idi
Mısırlılar, Hz. Ali'nin halife olması için ısrar ediyorlardı.
Kûfeliler ise, Zübeyr'in halife olmasını istiyorlardı.
Basralılara gelince bunlar da Talha'nın halifeliğinden yana idiler.
Her grup kendi beldesinden yola çıktı.
Nihayet Medine çevresinde buluştular. Vakit, hicri otuzbeşinci senenin şevval ayı idi. Bu gruplardan biri, Zi Haşeb'te, diğeri Aves'te, büyük çoğunluk ise Zi Merve'de toplandılar.
Hepside Medinelilerden korkuyorlardı. Medine'ye adamlarını göndererek sırf hac için geldiklerini ve başlarındaki valilerinin görevden azledilmesini istediklerini duyurdular.
Sırf bu amaçla geldiklerini söylediler ve şehire girmek için izin istediler.
Herkes bunların şehire girmelerine karşı çıktı
Fakat bu asi gruplar, cüret edip Medine'ye yaklaştılar.
Bu durum üzerine Hz. Ali, oğlu Hasan'ı Hz. Osman'a göndererek asilerin tekrar kendisine karşı toplandıklarını haber verdi.

Mısırlılar, Hz. Ali'ye selam verdiler.
Hz. Ali, onlara bağırıp çağırdı.
Ve onların kovup şöyle dedi: "Bu ümmetin salih kimseleri bilirler ki, Zi Merve'de ve Zı Haşeb'te toplanan askerler, Muhammed (s.a.v.)'in dili ile lanetlenmişlerdir.
Geri dönün." Onlar da, "Evet" dediler.
Sonra Basralılar, bir cemaat halinde Hz. Ali'nin yanında bulunan Talha'ya geldiler.
Talha da oğlunu Hz. Osman'a göndererek durumu haber verdi.
Basralılar, Talha ya selam verdiklerinde Talha onlara bağırıp çağırdı ve onları kovdu.
Tıpkı Hz. Ali'nin Mısırlılara söylediklerini kendisi de Basralılara söyledi.
Kûfeliler de Zübeyr'in yanına geldiler.
Zübeyr de onları kovdu.
Bu gruplar kendi kavimlerine döndüler. Beldelerine geri döneceklerini söyleyip yola çıktılar.
Sonra aniden Medine'ye hücum ettiler.
Çok geçmeden Medine halkı tekbir seslerini işittiler.
Asilerin Medine'ye hücum edip etrafi kuşattıklarını, çoklarının da Hz. Osman'ın evinin yanında durduklarını gördüler.
Asiler: "Elini bize uzatmayan kimse güvendedir, dediler.
însanlar onlara ilişmedi.
Herkes evine kapandı.
Halk günlerce evlerinde kapalı kaldı.
Asilerin ne yapacaklarını, neye niyetlendiklerini bilemiyorlardı.
Bütün bu süre zarfında Hz. Osman, evinden çıkıp mescide gidiyor, cemaata namaz kıldırıyordu.

Medine halkı ile diğerleri onun arkasında namaz kılıyorlardı.
Sahabeler, asilere gidip onları kınıyorlardı.
Nihayet Hz. Ali, Mısırlı asilere şöyle dedi: İsyandan vaz geçtiğiniz, görüşünüzü bıraktığınız halde ne diye geri geldiniz?
Postacıda bir mektup gördük.
Mektupta Osman'ın Öldürülmemizi emrettiğini gördük!
Basralılar da Talha'ya, Kûfeliler Zübeyr'e aynı şeyleri söylediler.

Mektupta asilerin bir kısmının öldürülmesi, bir kısmının da asılması, diğerlerininse el ve ayaklarının kesilmesi emrediliyordu.
Mektubun altında da Hz. Osman'ın mührü vardı.
Hz. Osman'sa şunu söyledi : "Bu benim aleyhime bir delildir.
Ancak Allah'a yemin ederim ki, ben bu mektubu yazmadığım gibi başkasına da yazdırmadım.
Anlatıldığına göre Mısırlılar, Hz. Osman'dan valileri Abdullah b. Sa'd b. Ebi Serh'i azletmesini yerine Muhammed b. Ebi Bekir'i atamasını istediler
O da bu isteklerini yerine getirdi.

Asiler, Hz, Ali, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr adına da yalan mektuplar uydurarak Haricilere göndermişlerdi.
Fakat bu büyük insanlar böyle bir mektup yazmadıklarım ifade etmişlerdi.
Hz. Osman'ın Mısır'a yazmış olduğu iddia edilen metup da asılsız ve yalandır.
" Hz. Osman'a ilk olarak kötü sözle hitab etmeye cüret eden kimse, Cebele b. Amr dir.
Hz. Osman, minberde hutbe irad etmekte iken yine bu Cebele, onun yanına gelmiş ve onu minberden indirmişti.
Mısırlı asiler, Muhammed b. Ebi Bekir'le Muhammed b. Cafer ve Ammar b. Yasir'den başka kimselerden yardım ümid etmiyorlardı.
Hz. Ali, Talha ve Zübeyr, birkaç kişiyle birlikte Hz. Osman'ı ziyarete gittiler.
Başlarına gelen huzursuzluğu ve insanların karşılaştıkları musibetleri ona şikayet ettiler.
Sonra evlerine döndüler. Aralarında Ebu Hüreyre, İbn Ömer ve Zeyd b. Sabit'in de bulunduğu bir sahabe topluluğuyla karşılaştılar.
Hz. Ali, bunların Hz. Osman'la savaşma niyetinde olduklarını anlayınca kendilerine haber gönderdi.
Allah'ın hükmünü beklemelerin savaşa girişmemelerini, sükunet içinde beklemelerini, tenbihledi.
Bu hususta onlara yemin verdirdi.»


Müminlerin Emirî Hz. Osman'ın Kuşatma Altına Alınması

Cuma günü Hz. Osman minberden düşüp bayıldığı, kafası varıldığı ve kaldırılıp evine götürüldüğü zaman işler kızıştı. Beyinsiz bazı kimseler, onu öldürmeye cüret ettiler. O, evine kapandı, onu sıkıştırdılar. Çevresini kuşattılar. Onu muhasara altında tuttular, sahabelerin çoğu da kendi evlerine kapandı. Hz. Osman'a bazı sahabelerin oğulları babalarının emri ile gittiler. Bunlar, arasında Hasan ve Hüseyin, Abdullah b. Zübeyr ve Abdullah b. Ömer de vardı. Bunlar Hz. Osman'la çarpışmaya gelen asilere karşı durup bunlara karşı Hz. Osman'ı savundular. hiç kimse, asilerden birinin Hz. Osman'ı öldüreceğini düşünmüyordu. Kuşatma sonunda Hz. Osman şehid edildi. Allah ondan razı olsun.

Kuşatma altında bulunduğu sürece Hz. Osman'ın yerine Müslümanlara Talha b. Ubeydullah imamlık yapmıştır.

Hz. Osman'ın Öldürülmesi

Ebu Bekir'in oğlu Muhammed, onüç kişiyle Hz. Osman'ın bulunduğu yere geldi. Sakalını tutup çekiştirdi. Çeneleri birbirine çarpılıp dişlerinden ses çıktı ve sonra şöyle dedi: "Haydi Muaviye gelsin de seni kurtarsın, Ibn Amir gelsin de seni kurtarsın, askeri birliklerin gelip seni kurtarsın." Onun böyle yapması üzerine Hz. Osman: "Ey kardeşimin oğlu, sakalımı bırak" dedi.
Ebu Bekir'in oğlu Muhammed, Hz. Osman'ı öldürmedi, ama orada duran bir adama işaret etti.
Adam eline hançer alıp geldi, Hz. Osman'ın başını yaraladı.Sonra hep birlikte onu vurmaya başladılar, nihayet onu öldürdüler.

 Halifemiz Hz Osman'ın son yıllarına
Özet bakış (H.34-35)

Hz Osman'a muhalif sahabi efendilerimiz:
Abdullah b Mesud (ra) (vefat h.32)
Muhammed b Huzeyfe (ra)
Muhammed b Ebi bekir (ra)
Ammar b Yasir (ra)
Ubade b Samit (ra)
Ebu Zer (ra)
Mikdat b Esved (ra)
Amr b. As (ra)
Abdurrahman b. Avf (ra) (vefat h.32)

Hz. Osman, Valilerine meydana gelen hadiseler ve ülkü birliğinin dağılması hususunda fikirlerini sordu.

Basra valisi Abdullah b. Amir
Küfe valisi Said b. As
Şam valisi Muaviye b. Ebu Süfyan,
Mağrib valisi Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh,
Mısır valisi Amr b. As, bu çağrıya icabet edip Hz. Osman'ın yanına geldiler

Abdullah b. Amir, şu teklifle bulundu: "Bunları gazaya gönderelim de kötülük yapmaya fırsat bulmasınlar.'' (Uygun bulundu)
Said b. As ise, bu fesatçıların köklerinin kazılması tavsiyesinde bulundu.
(Her grubun reisini ortadan kaldırmayı tavsiye etti)
Muaviye ise, Hz. Osman'a valilerini kendi vilayetlerine geri göndermesini, bu asilere aldırış etmemesini ve giriştikleri kötü işleri önemsememesini tavsiye etti.
Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh ise, mal vererek bunların gönüllerinin kazanılması, böylece kötülüklerinin önlenmesi, hıyanetlerinden emin olunması tavsiyesinde bulundu.
(Uygun bulundu)
Amr b. As ise, kalkıp şöyle dedi: "Ey Osman! Sen insanları hoşlanmadıkları bir yöne­timle yönettin.
Ya onların hoşlanmadıkları bu yönetimin başından uzaklaşırsın, ya da tam azim ve şiddetle bu işe sarılır, emirlerini infaz ettirirsin."
Ayrıca Hz. Osman'a daha ağır sözler de söyledi.
Sonra onunla başbaşa kalınca insanların bekleyip durduklarını biliyordu." Söyleyeceğim sözlerin onlara ulaşmasını arzu ettim.
Onun için bu sözleri sırf sana hayırlı ve yararlı olsun ve senden her türlü kötülüğü ve şerri uzaklaştırsın diye söyledim." dedi.
Bunun üzerine Hz. Osman, valilerine görevlerini aynı anlayış ve tutumla devam etmelerini söyledi.

İlk ciddi isyan Kufe'de ortaya çıktı.
Elebaşı : Yezid b Kays

Bastıran : Ka'ka b. Amr (ra)

Kufe'lierin istediği vali Ebu Musa el Eşari (ra) idi. Hz Osman isteği kabul etti onu Said b. As yerine vali tayin etti Karışıklıklar artınca sahabilerden ve medinelilerden bir grub Hz Ali'ye başvurarak Hz Osman ile konuşmasını istediler.Hz Ali (ra) mükemmel bir şekilde Hz Osman'a (ra) olup biteni,alması gereken tedbirleri,hata sayılacak şeyleri anlattı.
Kufe'de fitne ateşi devamlı körükleniyordu.
Diğer valiler hakındada dedikodular üretiliyordu.
Fitnecilerin en büyük fitne silahı sahte mektuplardı ve onu heryere ulaştırıyorlardı.
Sahabilerin ve Hz Osman'ın ağzından sahte mektuplar yazacak kadar kendilerini düşürüyorlardı.
Medine halkı ,Halife yanlarında olduğu için rahattı.
Fitneden uzaktı ama bu olaylara canları sıkılıyordu.

Hz Osman Medine'den seçkin sahabileri diğer illere gönderiyor oradaki durumu yerinde inceletiyordu.
Geri dönen heyet söylentilerin asılsız olduğunu halkın memnun olduğunu haber verdi.

Ama birileri Valileri kötülemekten fesat çıkarmaktan geri durmuyordu.
35. yılda Mısır'dan,Kufe'den,Basra'dan 3000 kişi umre niyeti ile Medine'ye doğru yola çıktı.
Mısır valisi Abdullah b. Sad ,gelenlerin maksadının umre değil Hz Osman'ı devirmek olduğunu haber verdi.
Fitnecilerin amacı İslamiyeti yok etmek idi.
Bunlardan Basralılar Hz Zübeyr'i, Kufeliler Hz Talha'yı, Mısırlılar ise Hz Ali'yi istiyorlardı
Fakat bu güzide sahabiler onların bozgunculuklardan yüz çeviriyor,onları huzurlarından kovuyorlardı.
Hz Osman'ın halkı teskin eden güzel konuşmasına gölge düşüren akrabası Mervan oldu.
Konuşmaları halkı tahrik etti.
Hz Osman'ın hanımı Naile Mervan'ın yerine Hz Ali'ye kulak vermesini eşine tavsiye etti ama.....

Bozguncular geçici süre Medine'den ayrıldılar fakat ikinci kez yeniden baskına geldiler.
Bozguncuların dönüş iddiası Hz Osman'ın kendileri hakkında ölümleri için bir mektup yazması idi.
(Hz Osman'ın kendisinin bu mektuptan haberi yoktu)
Hz Osman yerine mektubu Mervan'ın yazdığı kuvvetli ihtimaldi.
Hz Osman'a Mervan'ı görevden azletmesi söylendi ama Hz Osman bunu kabul etmedi.
Hz Osman'a istediklerini yaptıramayan grub evinde onu muhasara altına aldılar. Daha sonra isyancılar Halifeyi tartaklamak cüretini gösterdiler.
Bu arada Hz Hüseyin (ra) Zeyd b Sabit (ra) Ebu Hüreyre (ra) Hz Osman'ı korumak istediler ama Hz Osman buna gerek görmedi
Halife ile görüşmeye gelen Hz Ali ,Talha (ra) ve Zübeyr (ra) Mervan b Hakem'in ileri geri konuşmasından rahatsız olarak orayı terkettiler.
Hz Aişe (ra) annemizin tutumuda o dönemde Hz Osman'a karşı biraz sertti.
Ama olayların dışında kalmayı tercih etti
Hz Osman isyancıları ikna etmek için çok duygulu konuşmalar yaptı.
Ama gözü dönen isyancılar ikna olmuyordu.
Bu fitne zamanında Hz Osman'ın yanında onu korumak için Hasan (ra),Hüseyin (ra),Abdullah b Abbas (ra),Abdullah b Zübeyr (ra), Muhammed bTalha (ra) bulunuyordu
Bozguncular baskıyı artırdı
Hz Osman'ın namaz kıldırmasını ve halkla görüşmesini engelledi.
Su getirilmesini bile engellediler.
Büyük sahabiler bu duruma çok kızıp isyancıları kınadılar ve vazgeçmelerini söylediler ama...
Yumuşama eğiliminde olan asileri ise elebaşları Eşter bundan vazgeçirdi.
Bu arada Hz Ali (ra;) oğulları Hz Hasan ve Hz Hüseyin'i Hz Osman'ın yanından ayırmadı.
Kapıda nöbet tutturdu.
Hz Ali (ra) durumdan iyice rahatsız oldu ve Hz Osman'a '' istersen bu bozguncularla savaşalım'' dedi.
Ama Halife buna izin vermedi, kan dökülmesini istemedi.
Ayrıca Mugire b Şube (ra) , Ebu Hüreyre (ra) 'Abdullah b Zübeyr (ra), Zeyd b Sabit (ra) Abdullah b Ömer (ra) 'da savaş için izin istedi ama Hz Osman izin vermedi
Savaşmak isteyenlere ve kapıda bekleyen 700 kişiye izin vermedi
Ümeyyeoğulları bu arada ortada fazla gözükmediler.
Hz Osman'ı bir bakıma yalnız bırakmışlardı.
Muaviye (ra) Hz Osman'a yardım için 12.000 kişilik bir orduyu Medine'ye çıkardı.
Fakat Şam'da orduyu durdurdu.
Olayları uzaktan takip etmiş oldu.

Hz Osman Şehid ediliyor

Hz Ali, yardım teklifinde bulundu fakat Hz Osman istemedi.
Hz Osman '' Resulullah (sav)'ı rüyasında gördüğünü ve Resulullah'ın (sav) orucunu yanında açmasını beklediğini '' söylemiştir.
Hz Osman o gün oruçluydu.
O gecenin gündüzünde isyancılar Hz Osman'ın evine zorla girdiler.
Kendisi telaşlanmadı namaza durdu.
Sonra Kur'an okudu.

İsyancılardan bazıları içeri girdi ama Hz Osman ile konuşunca mahçup şekilde dışarı çıktılar.
Fakat gözü dönmüş bozguncular ise laf anlamıyorlardı.
Bu arada bozgunculara engel olmak isteyen Hz Osman'ın hanımı Naile onlara engel olmak istedi onunda parmağını yaraladılar.
Hz. Osman'ı Kur'an okurken şehit ettiler. (H.35 Zilhicce 18)
Baki mezarlığınına defnedildi.

ALLAH (C.C.) ONDAN RAZI OLSUN 


Bismillahirrahmanirrahim
 
HİCRİ 1.YIL 
Peygamberimiz'in (sav) Mescidinin Yapılışı
Ezan
 Hz. Hamza'nın (ra) Sîfü'l-Bahr'e Gönderilişi
Ubeyde b. Hâris'in (ra) Râbığ'a Gönderilişi
Sa'd b. Ebi Vakkas'ın Harrar'a Gönderilişi

 HİCRİ 2.YIL
 Cihat Emri / İzni 
 Ebvâ (Veddan) Gazâsı
 Buvat Gazâsı 
 Sefvan Gazâsı 
  Zü'l-Uşeyre Gazâsı 
 Nahle Seferi 
 Kıblenin Kâbe'ye Çevrilişi
  Ramazan Orucunun Farz Kılınışı 
  Teravih Namazı
   Bedir Savaşı 
  Sevık Gazası
  Fıtır Sadakası ve Bayram Namazları Zekat Farizası
 

HİCRİ 3.YIL
Karkaratü'l Küdr Gazası
Ka'b b. Eşref'in Öldürülmesi,
Gatafan Gazası
Ebu Râfi'in öldürülüşü
İbn Süneyne (Sübeyne)'nin Öldürülüşü
Buhran Gazası
Karde Seferi
Hz Hasan'ın (ra) doğumu
Uhud Savaşı

HİCRİ 4.YIL
Katan Seferi
Abdullah b. Üneys (ra) Seriyyesi
Reci Seferi
Bi'r-i Mauna olayı
Amr b. Ümeyye Seriyyesi
Beni Nadir yahudileri Medine'den Sürüldü
İçki Haram Kılındı
Hz Ali 'nin (ra) annesi Fatıma hatun vefat etti
Hz. Zeyneb'in Vefatı
Peygamberimiz Aleyhisselamın Torunu ve Hz. Osman'ın Oğlu Abdullah'ın Vefatı
Ebu Seleme Abdullah b Abdulesed (ra) vefat eti
Hz Hüseyin Doğdu
Peygamberimiz Aleyhisselamın Hz. Ümmü Seleme ile Evlenişi
Bedru'l Mev'id Gazvesi
 
HİCRİ 5.YIL
Zatürrika Gazvesi
Dümetü'l Cendel Gazvesi
Müzeyneler Müslüman oluyor
Beni Mustalık Gazası (Müreysi’ Savaşı)
Rasulullah (sav)'ın Cüveyriye binti Haris ile evlenmesi
Hz. Aişe ve İfk (İftira) olayı
Peygamberimiz'in (sav) ,Hz Zeyneb b.Cahş ile evliliği
HENDEK SAVAŞI
Beni Kurayza Gazası

HİCRİ 6.YIL
Kurata seferi
Beni Lihyan seferi
Gabe gazası
Gamre seferi
Zülkasse  seferi
Cemum seferi
Iys seferi
Tarf seferi
Dümetül Cendel seferi
Fedek seferi
Beni Fezare seferi
Ükl ve Üraniler
 Hudeybiye Antlaşması

HİCRİ 7.YIL
Peygamber (sav) elçileri
Hayberin fethi
Peygamberimiz Aleyhisselamın Hz. Safiyye ile Evlenişi
Fedek Yahudileriyle Anlaşma Yapılması
Vâdi'l-kurâ Gazası
Hısma Seferi
Teymâ seferi
Benî Fezâre Seferi
Türebe Seferi
Hz. Ebu Bekr'in Necd seferi
Benî Mürre Seferi
Meyfaa seferi
Cinab Seferi
UMRETÜ'L-KAZA
 
HİCRİ 8.YIL
Peygamberimiz Aleyhisselam'ın Kızı Hz. Zeyneb'in Vefatı
Mute Gazası
Mekke'nin Fethi
Huneyn Savaşı
Taif Kuşatması
Halid b. Velid ile Osman b. Talha'nın Müslüman Oluşu

 HİCRİ 9.YIL
Müslüman Kabilelere Valiler ve Zekat Tahsil Memurları Gönderilişi
Medine'ye Gelen Benî Temim Heyeti
Hâris b. Dırâr el-Huzâî'nin Medine'ye Gelişi, Müslüman Oluşu ve Benî Mustalıkların da Müslüman Olmalarını Sağlayışı
Benî Esed b. Huzeymelerin Müslüman Oluşu
Urve b. Mes'ud'un Müslüman Olup Taiflileri Müslümanlığa Davet Edişi ve Şehit Edilişi
Benî Uzre Heyetinin Medine'ye Gelmeleri ve Müslüman Olmaları
Kutbe b. Âmir'in Has'amlara Gönderilişi
Abdullah b. Avsece'nin Hârise b. Amr b. Kurayt Oğullarına Gönderilişi ;
Dahhâk b. Süfyan'ın Kurataları Te'dibe Gönderilişi
Beliyy Heyetinin Medine'ye Gelişi ve Müslüman Oluşu
Habeş Necaşî'si Ashama'nın Vefat Edişi ve Kendisi İçin Gıyâbî Olarak Medine'de Cenaze Namazı Kılınışı
Peygamberimiz Aleyhisselamın Zevcelerinden 1 ay inzivaya çekilişi
Tebük Seferi
Hz. Ümmü Külsûm'un Vefatı
Himyer Krallarının Müslüman Oluşu
Sakîflerin Müslüman Oluşu
İslamiyet Arabistanda yayılıyor
Baş Münafık Abdullah b Übeyy b Selül'ün Ölüşü
9.Yıl Haccı

HİCRİ 10.YIL
Hz. İbrahim'in Vefatı
Veda Haccı

HİCRİ 11. Yıl
Usame b. Zeyd (ra)'in Suriye Seferi
Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatı

 

Peygamberimiz Aleyhisselamın İlk Cuma Hutbeleri

Peygamberimiz Aleyhisselam, bu Cuma günü, ayakta durarak ardarda irad ettiği hutbelerinde, Allah'a lâyık olduğu veçhile hamd ve sena­da bulunduktan sonra, şöyle buyurdu:

"Ey insanlar! Kendiniz için, önden ahiret azığı olacak şeyler gönderiniz. Elbette, bilirsiniz ki; her biriniz ölecek ve davarını çobansız bırakacaktır! Sonra Rabbi ona tercümansız, perdedarsız olarak: 'Sana Resûlüm gelip emirlerimi tebliğ etmedi mi? Ben sana mal verdim, ihsanda bulundum. Sen kendin için [âhiret azığı olarak] ne gönderdin? buyuracak. O da, sağına soluna bakacak, hiçbir şey göremeyecek! Sonra önüne bakacak. Önünde de cehennemden başka birşey göremeyecek! Öyle ise yarım hurma ile de olsa cehennemden kendisini korumaya gücü yeten kimse, hemen o hayır işlesin! Onu bulamayan da, güzel bir sözle kendisini korumaya çalışsın. Çünkü bir iyiliğe on mislinden yedi yüz misline kadar sevab verilir! Selam ve Allah'ın rahmet ve bereketleri üzerinize olsun!" "Allah'a hamd olsun! Allah'a hamd eder ve O'ndan yardım dilerim. Nefislerimizin şerlerinden ve kötü amellerinden, Allah'a sığınırız. Allah'ın doğru yola ilettiğini hiç kimse saptıramaz! Saptırdığını da hiç kimse doğru yola iletemez! Şehadet ederim ki: Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur! O, birdir; O'nun şerîki yoktur! Sözlerin en güzeli, Yüce Allah'ın Kitabıdır. Allah kimin kalbini Kur'ân'la süsler ve onu küfürden sonra İslâmiyete girdirir, o da Kur'ân'ı insanların sözlerine tercih ederse, işte o kimse felah bulmuş, kurtulmuştur. Doğrusu, Kitabullah sözlerin en güzeli, en belâgatlısıdır. Allah'ın sevdiğini seviniz! Allah'ı candan gönülden seviniz! Allah'ın kelamından, zikrinden usanmayınız! Allah'ın kelamından, kalbinize kasvet ve darlık gelmesin! Çünkü, Allah'ın kelamı, herşeyin üstününü ayırıp seçer, amellerin hayırlısını, kulların seçkinlerini, kıssaların iyisini zikreder. Helal ve haram olan herşeyi beyan eyler. Artık Allah'a ibadet ediniz ve O'na hiçbir şeyi şerik koşmayınız. O'ndan gereği gibi sakınınız. Dilinizle söylediğiniz güzel sözlerinizle Allah'ı tasdik ve ikrar ediniz. Allah'ın ihsan ettiği rahmetle aranızda sevişiniz. Muhakkak biliniz ki: Allah, ahdinin bozulmasına gazab eder. Selam olsun sizlere!"[3] Peygamberimiz Aleyhisselamın Beni Salim mescidinde Cuma günü irad buyurduğu hutbe olmak üzere, Saîd b. Abdurrahman el-Cumahî'den nakledilen hutbede de şöyle buyurulmustur: "Hamd, Allah'a mahsustur. Ben, O'na hamd eder, O'ndan yardım, yarlıganmak ve hidayet dilerim. O'na iman ederim, inanmazlık etmem. İnanmazlık edenlere de düşmanlık ederim. Ben Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, O'nun bir olduğuna, şerîki ve nazîri olmadığına, Muhammed'in de O'nun kulu ve resûlü olduğuna şehadet ederim. Allah, onu peygamberlerin gelmesinin kesildiği, ilmin azaldığı, insanların sapkınlığa düştüğü, zamanın kesintiye uğradığı, Kıyametin kopma ve âlemin sona erme zamanının yaklaştığı bir sırada, tam bir hidayet, tam bir nur, tam bir öğüt olan Kur'ân'la göndermiştir. Allah'a ve Resûlüne boyun eğen, muhakkak doğru yolu bulmuştur. Allah'a ve Resûlüne karşı gelen de, azgınlık ve taşkınlığa, sapkınlıktan sapkınlığa düşmüştür. Size Allah'tan korunmayı tavsiye ederim. Zaten bir Müslümanın bir Müslümana en hayırlı tavsiyesi de, onu ahirete isteklendirmesi, ona Allah'tan korunmayı emretmesidir. Allah'ın sizi sakındırdığı şeylerden sakınınız! Bundan daha üstün ve hayırlı bir öğüt, bundan daha üstün ve hayırlı bir hatırlatma yoktur. Rabbinden korkarak, ürpererek ibadet eden kimse için, Allah'tan korunmak, istediğiniz ahiret mut­luluğu için en güvenilir bir yardımdır. Kim gizli ve açık her işinde Allah'ın hoşnutluğunu gözeterek Allah'la arasını düzeltirse, dünyada onun adı hayırla anılır. Öldükten sonra da, bu, kendisinden önce göndermiş olduğu hayra muhtaç bulunduğu bir zamanda kendisine azık olur. Bunun dışındaki işlerden uzak uzak kaçmayı, onlarla kendi arasında uzun mesafeler olmasını ister. Allah, azabından sizi korkutur. Allah, kulları hakkında çok esirgeyici ve merhametlidir. Sözünü doğrulayan, va'dini yerine getiren Allah'a andolsun ki; bundan cayma yoktur! Çünkü, Yüce Allah 'Benim katımda söz değiştirilmez. Ben, kullara zulümkâr da değilim' [Kâf: 29] buyuruyor. Şimdiki ve gelecekteki işlerinizde gizli ve açık yaptıklarınızdan dolayı Allah'tan korununuz! Kim Allah'tan korunursa, Allah onun günahlarını örter, ecrini de büyütür. Allah'tan korunan büyük bir kurtuluşa ermiştir. Allah'tan korunmak, insanı Allah'ın azab ve gazabından korur. Allah'tan korunmak, yüzleri ağartır, Rabbi hoşnut eder, dereceyi yükseltir. Nasibinizi alınız! Allah katında ifrartlı olan hareketlerde bulunmayınız. Allah doğruları da, yalancıları da bilsinler diye size Kitabını ve yolunu açıkça öğretmiştir. Allah'ın size ihsan ettiği gibi, siz de ihsanda bulununuz. Allah'ın düşmanlarına düşman olunuz. O'nun yolunda, gereği gibi cihad ediniz! Sizi O seçip Müslümanlar diye adlandırdı ki, helak olan açık delillerle helak olsun, sağ kalan da açık delillerle sağ kalsın. Allah'tan başkasında kuvvet ve kudret yoktur. Allah'ı anmayı çoğaltınız. Bu günden sonrası için çalışınız. Kim Allah'la arasını düzeltirse, Allah da onun insanlarla arasını düzeltir. Çünkü Allah insanlar üzerinde hükmünü yürütür. İnsanlar ise Allah üzerinde hükümlerini yürütemezler. Allah insanlar üzerinde tasarruf eder. İnsanlar ise Allah üzerinde tasarruf edemezler. Allah en büyüktür. Büyük olan Allahtan başkasında kuvvet ve kudret yoktur.


 
 HİCRİ AYLAR
Muharrem 
Safer
Rebiülevvel
Rebiülahir
Cemaziyelevvel
Cemaziyelahir 
Recep
Şaban
Ramazan
Şevval
Zilkade 
Zilhicce
 
Facebook beğen
 
 
22 ziyaretçi (29 klik)
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol