|
|
|
 |
Siyer-i Nebi / İslam tarihi |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
 |
 |
HİCRİ 35.YIL
|
Hz. Osman şehit edilince insanlar,
Hz. Ali'ye gidip bey'at etmek istediler.
Ne var ki Hz. Ali, halifeliği kabul etmek istemedi, toplumun bey'at isteğine icabet etmedi.
Fakat başta, Talha (ra) ile Zübeyr (ra) olmak üzere ,insanların çok ısrarları ile halifeliği kabul etti
Bey'at, Hicri 19 Zilhicce 35'te yapıldı
Beyat etmeyen bazı sahabiler:
İbn Ömer (ra),
Sa'd b. Ebi Vakkas (ra)
Zeyd b. Sabit (ra)
Muhammed b. Ebi Mesleme (ra)
Üsame b. Zeyd (ra)
Hassan b Sabit (ra)
Kab b Malik (ra) Numan b Beşir (ra)
Ebu Said el-Hudri (ra)
Medine'lilerden sonra Irak ve Hicaz halkıda biat etmiştir.
Fakat Şam haklı Muaviye ile birlikte biata yanaşmadı.
Halk, Hz. Osman'ın öcünün alınması için birbirlerini asilere karşı kışkırtıyordu.
Muaviye ile sahabelerden bir topluluk, halk arasında dolaşarak insanları Hz. Osman'ın intikamını katil asilerden almaya teşvik ediyorlardı.
Hazreti Osman'ın kanlı gömleği ve Naile'nin parmakları halkın önünde ve halk galeyanda idi
HİCRİ 36.YIL
Mü'minlerin emiri Hz Ali (ra), hilafet makamına geçti.
Şehirlere valiler atadı.
Abdullah b. Abbas'ı Yemen'e,
Semüre b. Cündeb'i Basra'ya,
Ammare b. Şihab'ı Kûfe'ye,
Kays b. Sa'd b. Ubade'yi Mısır'a, Muaviye'nin yerine Sehl b. Hanifi Şam'a vali olarak atadı.
En karışık bölge Şam idi.
Muaviye (ra) ın muhalefeti,Haricilerin asiliği,Hz Osman'ı bahane ederek ,intikam ateşi ile yanan halk ortamı germişti.
Hz. Ali, Şamlılarla savaşmaya karar verdi.
Mısır valisi Kâys b. Sa'd'a mektup yazarak Şamlılarla savaşmaları için halkı silah altına çağırmasını emretti.
Küfe valisinede aynı mealde bir mektup gönderdi.
Osman b. Hanif'e de böyle bir mektup gönderdi.
İnsanlara hutbe irad edip Şamlılarla savaşmaya onları teşvik etti, ordu hazırlamaya başladı.
Medine'den yola çıktı.
Yerine vekil olarak Kuşem b. Abbas'ı bıraktı.
Hz Ali (ra) asilere ve emrine itaat etmeyenlere, diğer kimselerle birlikte kendisine bey'at etmeyenlere karşı savaşmaya niyetliydi.
Orduyu düzene soktu.
Sancağı Muhammed b. Hanefi'ye verdi.
İbn Abbas'ı sağ kanada, Amr b. Ebi Seleme'yi sol kanada komutan yaptı.
Öncü kuvvetlerin başına Ebu Leyla b. Amr el-Cerrah'ı komutan yaptı.
Ancak bazı olaylardan dolayı bu hareketten vazgeçildi (bir süreliğine)
Hz Ali (ra) Hz Osman'ın katilini bulmak için soruşturmalar başlattı.
Ama sonuç alınamadı.
Bozguncuların başı Abdullah ibni Sebe ise Medine'yi terketmiyor,ortalığı karıştırmaya devam ediyordu.
|
CEMEL VAK‘ASI
Hz. Ali ile Hz. Âişe arasında cereyan eden savaş (36/656).
Hz. Osman, şehit edildiğinde Peygamber (s.a.v.)'in zevceleri ve mü'minlerin anneleri fitneden kaçmak için o sene hacca gitmişlerdi.
Hac'da iken insanlar, Hz. Osman'ın öldürüldüğünü duymuşlardı.
Mekke'de ikamete başlamış ve insanların neler yapacağını beklemeye, haberleri araştırmaya başlamışlardı.
Haricilerin ele başları, Hz Osman (ra) olayını bir oldu bittiye getirmişlerdi.
Aslında Hz. Ali de onlardan hoşnut değildi.
İmkan bulduğu takdirde Allah'ın hakkını onlardan almak istiyordu.
Ümeyye oğullarından bir topluluk ile diğer bazı Müslümanlarda Mekke'ye kaçmışlardı.
Talha ile Zübeyr de umre yapmak üzere Mekke'ye yola koyulmuşlardı.
Büyük bir kalabalık da peşlerine takılmıştı.
Böylece Mekke'de sahabelerin önde gelen şahsiyetlerinden ve mü'minlerin annelerinden, yani Rasûlullah (s.a.v.)'ın zevcelerinden oluşan bir topluluk meydana geldi.
Hz. Aişe kalkıp onlara bir konuşma yaptı.
Osman'ın intikamını almaları için onları teşvik etti.
Ya'lâ b. Ümeyye, asilerle savaşacak olan insanların silah ve teçhizatlarını temin etti.
İnsanlar, Hz. Aişe'nin maiyetinde 1000 binekle yola çıktılar.
Mugīre b. Şu‘be de ona katıldı.
Mü'minlerin annesi Hz. Aişe, asker adlı devesinin üzerinde bir mahfe içindeydi.
Hz Talha (ra) ve Hz Zübeyr (ra) kritik bir anda umre için Mekke'ye gitmek üzere Halifeden izin aldılar .
Hz Ali, Muaviye (ra) ile savaşmak için ordular hazırlanırken bir anda Hz Ali karşısında Hz Aişe (ra) Hz Talha (ra) ve Hz Zübeyr (ra) ordusu ile savaştılar.
Müslümanların birbirleriyle yaptığı ilk savaştır.
Hz Aişe (ra) annemiz deve üzerinde olduğundan Cemel Vakası diye tarihe geçmiştir
Hz. Ali’nin Basra valisi Osman b. Huneyf, Hz. Âişe’nin kuvvetleriyle birlikte Basra yakınlarına geldiğini haber alınca maksatlarını öğrenmek üzere kendilerine İmrân b. Husayn ile Ebü’l-Esved ed-Düelî’yi gönderdi.
Hz. Âişe, gayelerinin isyancı takımın bozduğu barış ve düzeni geri getirmek, mazlum olarak öldürülen Osman’ın katillerini cezalandırmak ve müslümanların arasını düzeltmek olduğunu bildirmiş, Talha ile Zübeyr de aynı görüşlere katıldıklarını, söylemişlerdi.
Bu gelişmeler üzerine Basralılar ikiye ayrılmış ve sert münakaşalara başlamışlardı.
Öte yandan Hz. Ali, Hz. Âişe ile beraberindekilere Medine’nin kuzeydoğusunda Rebeze’de yetişebilme ümidiyle 3000 dolayındaki bir kuvvetle Medine’den ayrılmıştı
Osman b. Huneyf, Hz Ali’nin haklılığını ileri sürerek diğerlerinin Basra’yı terketmelerini istedi; onlar da kendilerinin haklı olduğunu söyleyerek Osman’ın şehri terketmesini istediler.
Bir akşam namazı sırasında bir baskınla Vali Osman b. Huneyf ve adamları esir alındı.
Hz. Âişe onun öldürülmesine engel olduğu gibi serbest bırakılmasını da sağladı
Bu arada beytülmâl ele geçirildi ve idaresine Hz. Âişe’nin kardeşi Abdurrahman getirildi.
Hz. Âişe Basra’yı ele geçirmekle beraber Ahnef b. Kays ile kabilesi Temîm’in bir kolu olan Benî Sa‘d’ı bir türlü ikna edememişti.
Kûfe’yi kazanmak veya bu şehrin Hz. Ali’ye fiilen destek olmasını önlemek amacıyla Kûfe’nin ileri gelenlerine mektuplar gönderdi.
Hz. Ali de hemen hemen aynı günlerde Kûfe’nin desteğini sağlamak maksadıyla şehre arka arkaya üç heyet gönderdiyse de bir sonuç alamadı.
Vali Ebû Mûsâ el-Eş‘arî tarafsız kalmayı tercih ediyordu.
Bunun üzerine Mâlik el-Eşter, Hz. Ali’nin izniyle duruma el koymak için Kûfe’ye gitti ve Ebû Mûsâ’nın konağını ele geçirdi.
Hz. Ali kuvvetlerini Kûfe dışında topladıktan sonra Basra’ya doğru hareket etti ve şehrin dışında Zâviye mevkiinde konakladı.
Daha Zûkār’dan ayrılmadan anlaşma sağlama ümidiyle Hz. Âişe’nin karargâhına sahâbeden Ka‘ka‘ b. Amr’ı elçi olarak göndermişti.
Ka‘ka‘ Basra’ya giderek Hz. Âişe, Talha ve Zübeyr ile görüşmüş, kendilerini, Hz. Ali’nin halifeliği etrafında toplandıkları takdirde katilleri cezalandırmanın kolaylıkla mümkün olabileceği yolunda ikna etmeye çalışmış, onlar da halifenin bu görüşte olması durumunda barışı kabul edebileceklerini bildirmişlerdi
Hz. Ali’nin Talha ve özellikle Zübeyr ile bizzat görüşmesi de olumlu sonuç verdi.
Hatta Zübeyr, Ali’nin kendisine, Hz. Peygamber’in Ali ile haksız yere mücadele edeceğine dair sözlerini hatırlatması üzerine bu işten vazgeçmek istediğini Âişe’ye bildirdi.
Bu sırada , bir rivayete göre, Hz. Osman’ın katline iştirak edenlerden bir grup, barış sağlandığı takdirde cezalandırılacaklarını düşünerek savaşı başlatmıştır.
Hz. Âişe ile Hz. Ali savaşı durdurmak için gayret sarfetmişlerse de çarpışmalar bütün şiddetiyle devam etti.
Hz. Âişe feryatlarının bir işe yaramadığını görünce Kâ‘b’a ön saflara koşarak barış için bağırmasını ve Kur’an’ın hakemliğini istemesini emretti.
Fakat Kâ‘b bu sırada öldürüldü.
İyi bir kumandana sahip olmayan Hz. Âişe kendi safındakilerin kaçmasını önlemeye çalışıyor, ancak birden bire şiddetlenen savaş özellikle Hz. Âişe’nin etrafında cereyan ediyordu.
Onun içinde bulunduğu hevdece oklar yağarken kendisini korumak için Abdullah b. Talha dahil yaklaşık yetmiş kişi burada can verdi.
Hz. Ali, savaşın Hz. Âişe’nin bindiği devenin etrafında cereyan ettiğini görünce devenin öldürülmesini emretti; onun öldürülmesiyle bir anlamda savaş da sona ermiş oldu.
Talha (ra), savaşın daha başlarında rivayete göre Mervân b. Hakem tarafından atılan bir okla öldürülmüştü.
Zübeyr (ra) ise savaş meydanından uzaklaşmakta iken Vâdissibâ’da Ahnef b. Kays’ın kabilesine mensup bir kişi tarafından öldürüldü
Hz. Âişe’nin devesi düşer düşmez Hz Ali taraftarı olan kardeşi Muhammed ve ayrıca Hz. Ammâr b. Yâsir hemen yanına koşarak onu kalabalıktan uzaklaştırdılar.
Hz. Âişe yanına gelen Hz. Ali’ye, “Sen galip geldin, artık müsamahalı davran” dedi.
Hz. Ali de hem Âişe’ye hem de onun yanında savaşa katılanlara son derece iyi davrandı.
Savaşta ölen müslümanları bizzat gömdürdü ve Basra’ya girmeden önce ordusuna yağmadan sakınmalarını ve kimseye dokunmamalarını emretti.
Medine’ye dönmek üzere Basra’dan ayrılacağı sırada Hz. Âişe’yi bizzat uğurlamaya gitti.
Hz. Âişe, meydana gelen olaylardan dolayı müminlerin birbirlerini incitmemelerini, kendisiyle Hz. Ali arasında şahsî herhangi bir kırgınlık bulunmadığını, onun iyi ve seçkin bir kişi olduğunu söyledi.
Kendisine refakat edecek heyete ileri gelen Basralılar’dan kırk kadın, kırk kadar da erkek memur edildi.
Hz. Âişe, kardeşi Muhammed ile birlikte 1 Receb 36 (24 Aralık 656) tarihinde Basra’dan ayrıldı, önce Mekke’ye gitti, hac ibadetini eda ettikten sonra Medine’ye geçti ve hayatının sonuna kadar orada kaldı.
Cemel savaşında Hz Ali (ra) tarafından 20.000 Hz Aişe (ra) tarafından 30.000 kişinin öldüğü rivayet edilir.
|
Kufe
Hz Ali (ra) hilafet merkezini Resulullah'a saygısından dolayı Medine'den,Kufe'ye taşıdı
(Bir daha bu mübarek beldede tatsız olayların olmasına tahammül edemezdi)
|
Hz. Ali, Mısır valiliğine Kays b. Sa'd b. Ubade'yi atadı.
Daha önce Hz. Osman'ın hilafeti zamanında Mısır valiliğini Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh yürütüyordu
Vali tayini
Çok başarılı olan Mısır valimiz
Hz Kays (ra) Muaviye'yi (ra) rahatsız etmişti ve kendi safında olması için kendisine baskı yapmıştı.
Fakat Kays'ı (ra) etkileyemeyince bir takım hileyle Hz Ali (ra) ile arasını açtı.
Bunun akabinde Hz Ali (ra) Mısır valiliğine Muhammed b Ebi Bekir'i (ra) tayin etti
|
SIFFIN SAVASI
Dördüncü Raşid Halife Hz. Ali (r.a) ile ona isyan eden Suriye valisi Muaviye b. Ebu Süfyan arasinda M. 657 yılında, Fırat'in sağ kıyısına yakın Rakka'nın doğusunda bulunan Siffin'da yapılan savaş.
Hz. Ali'nin Cemel vak'asında karşı grubu yenmesinden sonra onun hilafetine muhalif olarak, Suriye bölgesini idare etmekte olan Muaviye ve taraftarları kalmıştı.
Hz. Ali'ye isyan edenler, davalarının, Hz. Osman (r.a)'ın intikamını almak oldugunu iddia ediyorlardı.
Öte taraftan Hz. Ali'yi, Osman (r.a)'ı şehid edenleri korumak ve onları cezalandırmamakla suçluyorlardı.
Halbuki Hz. Ali (r.a), fitne ve kaynaşmanın yatıştırılmasından sonra suçluları cezalandıracağını vadetmekteydi.
Cemel vak'asindan sonra Kufe'ye yönelen Hz. Ali (r.a), Cerir b. Abdullah el-Bâcelî'yi Muaviye'ye göndererek, muhâcirlerin ve ensârın kendisine bey'at ettiklerini; onun da muhacirler ve ensâr gibi bey'at edip itâatini bildirmesini Istedi
Muaviye, kendisine elçi olarak gelen Cerir b. Abdullah'i oyalayarak Amr b. el-As ile istişarede bulundu.
Amr ona, Ali (r.a)'dan, Osman (r.a)'ın kanını istemede israr etmesini, katilleri derhal cezalandırmayı reddettiği takdirde, Suriye ordusuyla onun üzerine yürümesini söyledi.
Cerir b. Abdullah, Hz. Ali'nin yanına dönerek durumu ona bildirdi.
Öte taraftan, Medine'den Şam'a götürülen Hz. Osman'ın kanlı gömleği ve hanımı Nâile'nin kesik parmakları Muaviye tarafından caminin minberine asıldı.
Askerler onun önünde toplaşarak ağlıyorlardı.
Orada toplananlar Hz. Osman'ın intikamını alıncaya kadar yataklarında uyumayacaklarına ve yıkanmayacaklarına dair yemin ettiler
Suriye ordusu Muaviye'den bol maaş ve
bahşişler almaktaydı
Muaviye (r.a.) bu şekilde orduyu tesvik ve tahrik ettikten sonra, seksen beş bin kişilik bir orduyla Şam'dan yola çıktı.
Hz. Ali (r.a) ise doksan bin kişiden oluşan ordusuyla Kufe'den Siffin'e dogru harekete geçti.
Muaviye (r.a) ,Fırat kıyısındaki düzlükte karargâh kurmuştu
Hz. Ali'nin ordusunun karargâh kurdugu yer ile nehir arasinda Muaviye'nin askerleri oldugu için ilk geceyi susuz geçirdiler.
Ancak, yapılan bir saldırı ile Şam ordusuna bağlı birlikler nehirden uzaklaştırıldı
Ordusu susuz kalan Muaviye (r.a.), Ali (r.a)'a adam göndererek nehirden su almalarına izin vermesini istedi.
Hz. Ali (r.a) bunun üzerine onların
su almalarına engel olmadı.
Hz. Ali, Muaviye'ye elçiler göndererek, onu birliğe ve müslümanların topluluğuna girmeğe davet ederek isyandan vazgeçirmeye çalıştı.
Ancak olumlu bir cevap alamadı.
İki ordu birlikleri arasında bazı ufak çarpışmalardan sonra, H. 37 senesi Muharrem ayının sonuna kadar mütâreke yapıldı ve elçiler gidip gelmeye başladı
Ancak bu elçilerin karşılıklı gidip gelmeleri iki grup arasında barış yapılması yolunda bir gelişme sağlamamıştı.
Safer ayının ilk günü savaş tekrar başladı.
İlk yedi gün iki taraftan birer komutanın
mubarezeleri ile geçti.
Peşinden Hz. Ali (r.a), orduya toplu saldırı emrini verdi.
Savas bir kaç gün olanca siddetiyle devam etti.
Ammâr b. Yasir'in sehid edIlmesine çok üzülen
Hz. Ali'nin siddetli bir taarruzu ile Şam ordusu dağılma noktasına geldi.
Şavas kazanılmak üzereydi ki, Amr b. el-Âs, Suriyeli askerlere "Her kimin yanında mushaf varsa onu mızrağının ucuna takarak yukarı kaldırsın" dedi.
Bu emri yerine getiren askerler karşı tarafa, "Aramızda Allah'ın kitabı hakem olsun" diye seslendiler.
Amr b. el-Âs'in hilesi tutmuş, Iraklı askerler: "Allah'ın kitabına yapılan çağrıya icabet edelim" demeye başlamışlardı.
Amr.b. el-Âs, bu hile ile, Şam ordusunu kesin bir mağlubiyetten kurtardığı gibi, karşı tarafın gücünü de kırmıştı.
Hz. Ali (r.a) bir Halife ve bir ordu komutanı olarak bunun bir savaş hilesi olduğunu askerlerine anlatmaya çalıştıysa da başarılı olamadı.
Ali (r.a), onlara şöyle diyordu: "Bu bir hiledir.
Bununla sizin aranıza ayrılık düşürmek ve birliğinizi bozmak istiyorlar".
Ancak, Iraklılar, isteklerinde direttiler ve savaşa devam etmekte olan komutan Ester'e adam gönderip savaşmayı bıraktırmasını istediler.
Hz. Ali'de, Ester'e savaşı bırakması için adam göndermek zorunda kaldı.
Ester, gelen adama: "Şimdi mevziden ayrılacak an değildir.
Ben şimdi kesin zafere ulaşacağımı umuyorum, acele etme" diyerek karşılık verdi.
Gönderilen adam Hz. Ali'nin yanına gelmeden, Ester'in savaşan askerleri arasında çalkalanma oldu ve sesler yükseldi.
Onlar daha bir şevkle savaşı sürdürüyorlardı.
Bunun üzerine Iraklılar, Ali (r.a)'a: "Vallahi biz, senin Ester'e bırakmasi için değil, savaşa devam etmesi için adam gönderdiğini sanıyoruz" dediler.
Hz. Ali'nin gönderdiği ikinci kesin emirle
Ester, savaşı bırakmak zorunda kaldı.
Hz. Ali (r.a), Es'as b. Kays'i Muaviye'ye göndererek onun ne düşündüğünü anlamak Istedi.
Muaviye ona, "istediğimiz, aramızda
Allah'ın kitabını hakem kılmaktır.
Her iki taraftan birer hakem seçilmesini ve onlardan Allah'ın kitabına uygun bir karar vereceklerine dair ahd alıp tarafların onların vereceği karara uymalarıdır" dedi.
Hz. Ali (r.a)' nin taraftarları bunu
memnuniyetle karşıladılar.
Şam'lılar hakem olarak zeki ve kurnaz bir kimse olan Amr b. el-Âs'i seçtiler.
Irak'lılar ise Ebu Musa el-Eşari'yi
hakem tayin etmek istediler.
Hz. Ali (r.a), Ebu Musa'nın daha önce kendisine muhalefet ettiğini ve halkı kendisinden ayırmağa çalıştığını, dolaysıyla onun hakemliğine itimat edilemeyeceğini söylediyse de Irak'lılar onun hakem olması konusunda direttiler.
Amr b. el-Âs' ile Ebu Musa el-Eş'ari, 37. yılınn Safer ayında Dumetul-Cendel'de bir araya gelerek, karar verirken esas alınacak prensipleri içeren "tahkimnâme"yi kaleme aldılar
(Hakem olayı)
Çoğu Temîm kabilesinden yaklaşık 12.000 asker Kûfe’ye dönüş sırasında ordudan ayrılıp Kûfe yakınındaki Harûrâ’ya çekildi ve ilk Hâricî zümresini oluşturdu.
Tahkimnâmenin imzalanmasından sonra taraflar iki gün içinde ölülerini defnettiler.
Hz. Ali ordusuyla Kûfe’ye, Muâviye de Suriye’ye dönüş emrini verdi.
Cemel Vak‘ası’ndan sonra ikinci iç savaş olan Sıffîn Savaşı, İslâm toplumunun geleceğini en çok etkileyen olaylardan biridir.
Hakemlerin görüşmesi
Dûmetülcendel ve Ezruh'ta oldu
|
HİCRİ 37.YIL
|
Hakem olayı
Karşılıklı mektuplaşmalardan ve müracaatlardan sonra iki taraf hakem tayin etme hususun da pazarlığa başladılar.
Buna göre Muaviye (ra) ile Ali'den (ra) her biri, kendi taraflarından birini hakem olarak tayin edecek ve sonra bu iki hakem, Müslümanların yararına olan bir kararda birleşeceklerdi.
Muaviye,(ra) Amr b.As'ı (ra) vekil tayin etti.
Hz Ali de Abdullah b. Abbas'ı (ra) vekil tayin etmek istedi, Ama kurralar, (başta Eş'as b.Kays) Abdullah b. Abbas'ı vekil tayin etmesine engel olup şöyle dediler: Biz, Ebu Musa el-Eş'arî'den (ra) başkasının vekil teyin edilmesine razı olmayız.
Ebu Musa el-Eş'arî ile Amr b. As da Allah'ın kitabında buldukları hükme uyacaklarını, onun kitabında bulamadıkları hükümlere gelince bu hususta bölücü olmayan toparlayıcı ve adil sünnete uyacaklarını taahhüd ettiler.
Hz.Ali ile Muaviye'nin, ramazan ayında bu iki hakemin Du-metül-Cendel ya da Ezruh'ta verecekleri hükme uyacakları konusunda karar verilmişti.
Kararın tebliği esnasında taraflar, kendi adamlarından 400"er kişiyle birlikte hakemlerin yanına gideceklerdi.
Eş'as b. Kays, antlaşma metnini iki taraf arasında dolaştırıp okudu.
Sonra insanlar, ölülerini defnetmeye başladılar.
Hz. Ali, Şamlılardan bir grubu esir almıştı. Sıffîn'den ayrılacağı zaman bu esirleri serbest bırakmıştı.
Muaviye'nin elinde de Hz. Ali taraftarlarından bir o kadar veya o kadara yakın esir vardı.
Muaviye kendi esirlerinin öldürüldüğünü zannederek elindeki esirleri öldürmeye karar verdi.
Ancak kendi taraftarlarının serbest bırakıldığını duyunca kendi elindeki esirleri serbest bıraktı.
Hakemlerin görüşmesi Dûmetülcendel ve Ezruh'ta oldu Buna göre ilk toplantılarını Ramazan 37 (Şubat 658) tarihinde Dûmetülcendel’de yapan iki hakem Hz. Osman’ın haksız yere öldürüldüğüne dair bir karar aldı ve Şâban 38’de (Ocak 659) Ezruh’ta tekrar buluşmak üzere ayrıldı.
İkinci toplantıda yaptıkları uzun görüşmelerde Hz. Ali ile Muâviye’nin bu işin dışında tutulmasını ve şûra tarafından bir başkasının halife seçilmesini kararlaştırdılar.
İki hakem bir araya gelince Müslümanların çıkarına uygun olarak pazarlık yaptılar.
Sonra Muaviye ile Ali'yi azledip halifeliğin şura usulü ile tesbitinde karar kıldılar
Ebu Musa el-Eş'arî, Abdullah b. Ömer el-Hattab'ı halifeliğe tavsiye etti.
Amr b. As ise Oğlu Abdullah'ı tavsiye etti.
Bu karar önce Ebû Mûsâ tarafından açıklandı; ancak Amr b. Âs alınan kararın aksine yine hileye başvurup Muâviye’yi halife tayin ettiğini bildirdi.
|
Haricilerin Baş Kaldırılması
Sıffîn'de savaşan insanlar, şehirlerine döndüler.
Muaviye, kendi adamlarıyla birlikte Şam'a, Hz. Ali de Heyt yolu üzerinden Kûfe'ye döndü.
Kûfe'ye girmek üzereyken askerlerinden 12.000'e yakın kişi ayrıldılar ki, bunlar Haricilerdi.
Hariciler, Hz. Ali ile aynı şehirde ikamet etmek istemediler.
Oradan ayrılıp gittiler.
Harura denen yere yerleştiler.
Hz. Ali'nin yaptığı bazı işleri protesto ettiler.
Hz. Ali, onlara Abdullah b. Abbas'ı gönderdi.
Abdullah onlarla tartıştı.
Neticede çokları geri döndü.
Geridekiler, Harura'da ikamete devam ettiler.
Haricilerin Kûfe'den Çıkmaları ve Hz. Ali İle Savaşmaları
Hz. Ali, Ebu Musa ve beraberindeki askerleri Dumetü'l-Cendel'e gönderince Hariciler, Hz. Ali'ye karşı protestoları yoğunlaştırdılar.
Onlardan iki kişi, Hz. Ali'ye gelip: «Hüküm vermek sadece Allah'a aittir.» dediler.
Hz. Ali de : «Hüküm vermek, sadece Allah'a aittir.» dedi.
Hz. Alinin yanından tartışarak ayrıldılar ve ona karşı isyanları Hariciler arasında yayıldı.
Ona karşı protestolarını halk arasında açıkça ilan ettiler.
Konuşmalarında Hz. Ali'ye laf attılar, sövdüler, hakaret ettiler.
Kur'ân ayetlerini okuyarak ona tarizde bulundular.
Hz. Ali, bir cuma gününde minbere çıkıp hutbe irad etmekte ve Haricilerin durumunu anlatmakta, onları ayıplayıp kınamakta iken onlardan bir grup ayağa kalktılar.
Hariciler, kendi mezheb ve mesleklerinden olan Basralılara ve diğerlerine haber göndererek Çuha nehri köprüsü üzerinde buluşma randevusu verdiler ki, hep birlikte orada toplandılar.
Hz. Ali, bunu duyunca Şamlılardan önce Haricilerin üzerine gitmeye karar verdi.
Yapılan savaşta haricilerin çoğu öldürüldü.
Büyük bir fitne önlenmiş gözüküyordu.
|
Hz Ali (ra) Eşter'i Mısır'a Vali Tayin etti
(aynı senede valimiz vefat etti)
|
Muaviye (ra) ordusu yıpranan halife ordusunun zaafından faydalanarak
Enbarı ele geçirdi
|
Ve.. Mısır'da Muaviye'nin (ra) eline geçiyor
|
Medine halkı grublar halinde Muaviye'ye (ra) katılıyordu.
|
HİCRİ 40.YIL
|
Muaviye (ra) şamlıların seçilmiş askerlerinden 4000 kişilik bir kuvveti Medine üzerine gönderdi.
Komutan Busr b Ebi Ertat Medine'yi kolayca ele geçirdi.
Mekke'yide aynı şekilde...
Daha sonra Yemen'e girdi.
Çok sayıda Müslüman öldü.
Bunun üzerine Hz Ali (ra) Harise b Kudame'yi 2000 kişilik bir ordu ile onun üzerine yolladı.
Busr kaçtı.
Mekke ve Medine tekrar geri alındı.
Daha sonra Hz Ali (ra) ile Hz Muaviye (ra) arasında bir anlaşma oldu.
Buna göre Irak Hz Ali'nin,
Şam Hz Muaviye'nin elinde kalacak, birbirlerinin bölgelerine akın düzenlemeyeceklerdi
Hazreti Ali (ra) nin Şehit oluşu
Nehrevan savaşında çoğu öldürülen Hariciler, Hz Ali'yi öldürmek için intikam yemini etmişlerdi.
Haricilerden (Abdurrahman b. Mülcem), Temim kabilesinden Berk b. Abdullah ve Amr b. Bekr bir araya gelerek, Hz. Ali (ra), Hz. Muaviye (ra) ve Amr b. Âs (ra)'ın öldürülmesine karar verirler.
Hz. Ali'yi İbn Mülcem,
Hz. Muaviye'yi Berk,
Amr b. Âs'ı da Amr b. Bekr öldürecektir.
Bunun üzerine her biri zehirli kılıçlarını alıp, ilgili şehirlere hareket eder.
Kûfe'ye gelen İbn Mülcem niyetini hiç kimseye açıklamaz.
Hz. Ali (ra)'i takip etmeye koyulur.
Nihayet Hicri 40. yılın Ramazan ayının 17. gününde perşembeyi cumaya bağlayan gece, Hz. Ali (ra) sabah namazı için evinden çıktığında, zehirli kılıcı ile Hz. Ali (ra)'in başının ön tarafına vurur.
Onun mübarek sakalı başından akan kanlarla boyanır
Sonra katil İbn Mülcem yakalanır.
Hz. Ali, "Bunu hapiste tutun ve orada iyi davranın.
Eğer yaşarsam ne yapacağımı düşüneceğim.
Bağışlarım veya kısas yaparım.
Eğer ölürsem, bir can karşılığında sadece bir tek can alınsın ve ona müsle burun, kulak,.. kesme yapılmasın!" der.
|
|
|
 |
|
|
|
HİCRİ 1.YIL |
Peygamberimiz'in (sav) Mescidinin Yapılışı |
Ezan |
Hz. Hamza'nın (ra) Sîfü'l-Bahr'e Gönderilişi |
Ubeyde b. Hâris'in (ra) Râbığ'a Gönderilişi |
Sa'd b. Ebi Vakkas'ın Harrar'a Gönderilişi |
HİCRİ 2.YIL |
Cihat Emri / İzni |
Ebvâ (Veddan) Gazâsı |
Buvat Gazâsı |
Sefvan Gazâsı |
Zü'l-Uşeyre Gazâsı |
Nahle Seferi |
Kıblenin Kâbe'ye Çevrilişi |
Ramazan Orucunun Farz Kılınışı |
Teravih Namazı |
Bedir Savaşı |
Sevık Gazası |
Fıtır Sadakası ve Bayram Namazları Zekat Farizası |
|
HİCRİ 3.YIL |
Karkaratü'l Küdr Gazası |
Ka'b b. Eşref'in Öldürülmesi, |
Gatafan Gazası |
Ebu Râfi'in öldürülüşü |
İbn Süneyne (Sübeyne)'nin Öldürülüşü |
Buhran Gazası |
Karde Seferi |
Hz Hasan'ın (ra) doğumu |
Uhud Savaşı |
HİCRİ 4.YIL |
Katan Seferi |
Abdullah b. Üneys (ra) Seriyyesi |
Reci Seferi |
Bi'r-i Mauna olayı |
Amr b. Ümeyye Seriyyesi |
Beni Nadir yahudileri Medine'den Sürüldü |
İçki Haram Kılındı |
Hz Ali 'nin (ra) annesi Fatıma hatun vefat etti |
Hz. Zeyneb'in Vefatı |
Peygamberimiz Aleyhisselamın Torunu ve Hz. Osman'ın Oğlu Abdullah'ın Vefatı |
Ebu Seleme Abdullah b Abdulesed (ra) vefat eti |
Hz Hüseyin Doğdu |
Peygamberimiz Aleyhisselamın Hz. Ümmü Seleme ile Evlenişi |
Bedru'l Mev'id Gazvesi |
HİCRİ 5.YIL |
Zatürrika Gazvesi |
Dümetü'l Cendel Gazvesi |
Müzeyneler Müslüman oluyor |
Beni Mustalık Gazası (Müreysi’ Savaşı) |
Rasulullah (sav)'ın Cüveyriye binti Haris ile evlenmesi |
Hz. Aişe ve İfk (İftira) olayı |
Peygamberimiz'in (sav) ,Hz Zeyneb b.Cahş ile evliliği |
HENDEK SAVAŞI |
Beni Kurayza Gazası |
HİCRİ 6.YIL |
Kurata seferi |
Beni Lihyan seferi |
Gabe gazası |
Gamre seferi |
Zülkasse seferi |
Cemum seferi |
Iys seferi |
Tarf seferi |
Dümetül Cendel seferi |
Fedek seferi |
Beni Fezare seferi |
Ükl ve Üraniler |
Hudeybiye Antlaşması |
HİCRİ 7.YIL |
Peygamber (sav) elçileri |
Hayberin fethi |
Peygamberimiz Aleyhisselamın Hz. Safiyye ile Evlenişi |
Fedek Yahudileriyle Anlaşma Yapılması |
Vâdi'l-kurâ Gazası |
Hısma Seferi |
Teymâ seferi |
Benî Fezâre Seferi |
Türebe Seferi |
Hz. Ebu Bekr'in Necd seferi |
Benî Mürre Seferi |
Meyfaa seferi |
Cinab Seferi |
UMRETÜ'L-KAZA |
HİCRİ 8.YIL |
Peygamberimiz Aleyhisselam'ın Kızı Hz. Zeyneb'in Vefatı |
Mute Gazası |
Mekke'nin Fethi |
Huneyn Savaşı |
Taif Kuşatması |
Halid b. Velid ile Osman b. Talha'nın Müslüman Oluşu |
HİCRİ 9.YIL |
Müslüman Kabilelere Valiler ve Zekat Tahsil Memurları Gönderilişi |
Medine'ye Gelen Benî Temim Heyeti |
Hâris b. Dırâr el-Huzâî'nin Medine'ye Gelişi, Müslüman Oluşu ve Benî Mustalıkların da Müslüman Olmalarını Sağlayışı |
Benî Esed b. Huzeymelerin Müslüman Oluşu |
Urve b. Mes'ud'un Müslüman Olup Taiflileri Müslümanlığa Davet Edişi ve Şehit Edilişi |
Benî Uzre Heyetinin Medine'ye Gelmeleri ve Müslüman Olmaları |
Kutbe b. Âmir'in Has'amlara Gönderilişi |
Abdullah b. Avsece'nin Hârise b. Amr b. Kurayt Oğullarına Gönderilişi ; |
Dahhâk b. Süfyan'ın Kurataları Te'dibe Gönderilişi |
Beliyy Heyetinin Medine'ye Gelişi ve Müslüman Oluşu |
Habeş Necaşî'si Ashama'nın Vefat Edişi ve Kendisi İçin Gıyâbî Olarak Medine'de Cenaze Namazı Kılınışı |
Peygamberimiz Aleyhisselamın Zevcelerinden 1 ay inzivaya çekilişi |
Tebük Seferi |
Hz. Ümmü Külsûm'un Vefatı |
Himyer Krallarının Müslüman Oluşu |
Sakîflerin Müslüman Oluşu |
İslamiyet Arabistanda yayılıyor |
Baş Münafık Abdullah b Übeyy b Selül'ün Ölüşü |
9.Yıl Haccı |
HİCRİ 11. Yıl |
Usame b. Zeyd (ra)'in Suriye Seferi |
Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatı |
|
HİCRİ AYLAR |
Muharrem |
Safer |
Rebiülevvel |
Rebiülahir |
Cemaziyelevvel |
Cemaziyelahir |
Recep |
Şaban |
Ramazan |
Şevval |
Zilkade |
Zilhicce |
|
|
|
|
 |
|
|
|
|